Maalesef haklarında ilimlerine tanıklık edilen Ehl-i Sünnet âlimlerinin çoğu, şeytan tarafından ayartılarak, Yahudi ve Hristiyanları veli edinen mürtedlerden olan yöneticilere, sultanlara ve velinimetlerine yanaşmış, onlara karşı nifak göstererek alçak, fânî dünya metaları karşılığında dinlerini satmışlardır. (...) Ya da azınlık bir grup âlim, zayıflık ve destekçilerin azlığı tevili ile korkarak hak sözden sükût etmektedirler. Onların haklarında söylenecek en az şey, azimeti terk ettikleri ve şehidlerin efendisinin makamına karşı zahit olduklarıdır. Yine onlar hakkında söylenecek en az şey, onlardan bazılarının, Rasûlullah'ın "dilsiz şeytan" olarak adlandırdığı hak sözden sükût edenin oturduğu gibi oturmuş olmalarıdır.