Acının bağıra çağıra ortalığa tehditler savurduğu sokaklardaki evlerde yaşayan herkes susmuştur.
Üzerine hayat ürkekliği sinmiş insanlar, bu susuşlarından tanınabilir. Ağız dolusu kelimeleri yutkunup, yapacak başka bir şeyleri kalmadığında, sessizliğin koynuna uzanıp gürültülü bir posta treninin kendilerine bir umut bırakmasını beklerler.
Ne olduğu, nereden geldiği çok önemli değil.
Sadece umudu hatırlatacak bir şey...
Bir göz kırpması uzunluğunda bile olsa, umut.