Sayru’yu, atasagun yahut otacı yani tabip tedavi ederdi. Çorlu’yu, kam yani kâhin tedavi ederdi. Kam, İye Kila’sının ve amagat’ınm kuvvetine güvenerek, hastalığın bâisi olan cinle mücadeleye girişirdi. Ekseriya galip gelir, bazan da mağlûp olurdu. Cine mağlûp olan bir kam ya delirir, yahut hastalanırdı; hattâ bazısı ölürdü. Binaenaleyh, kamlık tehlikeli bir meslekti. Çünkü çorlarla uğraşmak, kolay bir iş değildi. Bugün çorlulara ihtinâk-ur-rahimli ve za’if-ür-rûh (psychasthenique) namları veriliyor. Nevrozları ve nevropatileri, bugün bile, alelâde tabipler değil, tedâvî bi-r-rûh ile
uğraşan ruh tabipleri tedavi ediyor. Demek ki bunlar kamların ve şeyhlerin halefleridir.