Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Beni oldum olası, senin çalışman sayesinde hiçbir yoksunluk çekmeden huzur, sıcaklık ve bolluk içinde yaşamakla suçlardın (üstelik yalnızken ya da başkalarının önünde yapardın bunu; başkalarının önünde yapmanın aşağılayıcı yönüne duyarlık göstermezdin, çocuklarının meseleleri her zaman herkese açıktı). Beynimde adeta oyuklar açmış olması gereken örneğin şu sözlerin geliyor aklıma: "Ben henüz yedi yaşımdayken el arabasıyla köy köy dolaşmak zorundaydım." - "Hepimiz tek odada yatmak zorundaydık." - "Yerelması bulduk mu, kendimizi mutlu sayardık." - "Yeterli kışlık giysilerim olmadığı için yıllarca bacaklarımda açık yaralada dolaştım." - "Henüz küçük bir oğlanken Pisek'e dükkanda çalışmaya gittim." - "Evden hiçbir şey gelmezdi, askerliğimi yaparken bile, dahası eve para yollardım." - "Ama yine de, yine de babam her zaman babamdı gözümde. Bugün kim bilir nasıl! Çocuklar ne bilir ki! Bunları kimse çekmedi! Bir çocuk bunları anlar mı bugün?', Bu tür sözler başka koşullarda mükemmel bir eğitim aracı olabilirdi, babamızın çektiği sıkıntı ve yoksunlukların benzerlerinin aşılmasında cesaret ve güç verebilirdi. Ancak sen bunu istemiyordun, senin çabaların sonucunda durum değişmişti, insanın senin zamanında yaptığın tarzda kendini göstermesine olanak yoktu. Böyle bir olanak ancak şiddet ve yıkım yoluyla yaratılabilirdi, evden kaçmak gerekirdi (tabii bunun gerektirdiği karar verme yetisiyle güce sahip olmak ve annemin kendi açısından farklı araçlarla buna karşı girişimde bulunmaması koşuluyla). Ama sen bütün bunları istemiyordun zaten; nankörlük, aşırılık, başkaldırı, hainlik ve çılgınlık olarak niteliyordun. Yani bir yandan örneklerin, anlattıkların ve utandırmalarınla insanı buna özendiriyor, diğer tarafran aşırı sertlikle yasaklıyordun.
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.