Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

fâruk

fâruk
@borsakatibi
Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik olsun!
Sabitlenmiş gönderi
Radyo Tiyatrosu Listem
- Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
- Kolejde Cinayet
Kolejde Cinayet
Kolejde Cinayet
- Doktor Darnel (Kitabın gerçek ismi
Şahin
Şahin
) - Tenis Kortunda Cinayet (Kitabın gerçek ismi
Ayak İzleri
Ayak İzleri
, ayrıca kitap Agatha Christie'ye ait değil) - Mavi Tren
Mavi Trenin Esrarı
Mavi Trenin Esrarı
- Neden Evans'a Sormadılar
Neden Evans'a Sormadılar?
Neden Evans'a Sormadılar?
- Eski Bir Aşk Hikayesinin Sonu - Jack London - Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
- Mavi Kamelya
Mavi Kamelya
Mavi Kamelya
Reklam
Sen hiç Nada Malanima eşliğinde polinom çözmemişsin ki nereden bileceksin mutluluğun formülünü
Pederle mader uzun zamandır hayıflanıyordu bizim yanımıza gelmiyorsun diye. Dedim bir gideyim hem onlar benim gül cemalimi görsün hem de ben onlarınkini göreyim. Oturdum. Selahaddin Eyyubi diye bir dizi var ekranda. Bir de ne göreyim. Aman Tanrım! Selçuklu - bildiğimiz Müslüman Selçuklu - diğer Müslüman devletlere karşı - Zengiler olması lazım - Haçlılarla iş birliği yapıyor. Dayanamadım. Kalktım ve odama sığındım. Özür dilerim ailem ama bu görüntülere katlanmaktansa olasılık çözmeye devam ederim

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önceden Whatsapp'dan Tayland'lı ablalar arardı artık onlar bile yalnız bıraktı beni. Bir insan bu kadar da yüz üstü bırakılmaz ama
"Eee, söyle bakalım ne düşünüyorsun? Bu gidiş nereye varacak sence?" Bu sakin soru beni yerin dibine batırdı. Katılıp kalmıştım: Beni azarlamış olsaydı şiddetle karşı çıkacaktım, dokunaklı bir uyarıda bulunmakla yetinseydi onu hor görecektim. Fakat bu tarafsız soru karşısında bütün direncim kırılıverdi: Ciddiyeti beni ciddiyete zorluyordu, güçlükle koruduğu sükuneti saygı ve içtenlik gerektiriyordu.
Reklam
Kendi sesimi ilk kez gramofonda dinlendiğimde de benzer şeyler hissetmiştim: Sesimi tanıyamamıştım önce, elbette benim sesimdi, ama başkalarının algıladığı haliyle; benim varlığımın özünden, kanımın içinden duyduğum ses değildi. Ve böylece bütün bir yaşamı, insanları yapıtları temelinde tanıtmak ve entelektüel dünyalarının yapısını görünür kılmakla geçirmiş olan ben, her insan için kendi özünün, bütün gelişimin içinden fışkırdığı o yaşamsal hücrenin ne kadar ulaşılmaz kaldığını bir kez daha kendi deneyimimle gördüm.
Yaşlı adam kanepede sessizce oturuyordu. Her sözcüğü duymuştu. Fakat tuhaf olan şu ki, hiçbiri canını yakmamıştı, hiçbir şekilde canı yanmıyordu artık. Eskiden yüreğinde öylesine şiddetle vuran kıran o azgın saat artık tümüyle sessizdi, kırılmış olmalıydı. O hassas bölgede hiçbir kıpırtı yoktu. Ne öfke, ne nefret ... hiç ... hiçbir şey yoktu ...
"Hiç kimsem yok," diye düşündü acıyla, "günün birinde köpek gibi geberip gideceğim ... canımı neyin yaktığını biliyorum, safrakesesi değil bu ... içimde büyüyen ölüm ... ben darbe yedim bir kere, artık hiçbir profesörün, hiçbir kürün yararı yok bana ... insan altmış beşinden sonra artık sağlıklı olamaz ... içimi neyin oyup deştiğini biliyorum, ölüm bu ... ve önümdeki üç beş yıllık ömür yaşamak olmayacak artık, ölmek olacak, sadece ölmek ... Zaten ben ne zaman yaşadım ki, ne zaman? .. kendim ... kendim için ne zaman yaşadım? .. Hayatım nasıl bir hayattı. Sırf para kazanmaya çalışmakla geçti, para, para, para ... hep başkaları için, peki şimdi ne faydası var bunun bana? .. Bir karım oldu, gencecik bir kızken evlendim onunla ve ilk ben sahip oldum, bana bir çocuk doğurdu; yıllarca aynı yatakta aynı havayı soluduk ... peki şimdi, şimdi nerede o kadın ... yüzünü tanıyamıyorum artık ... Benimle bir yabancı gibi konuşuyor ve benim hayatımı hiç düşünmüyor, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü, acılarımı asla aklından geçirmiyor ... yıllar geçtikçe bana o kadar yabancılaştı ki... Nereye gitti, nerede o... ve bir çocuğum oldu ... büyüyüp yetişkin oldu ... ben de artık yeni bir hayata başlayabileceğimi düşündüm, kendimi layık gördüğümden daha parlak, daha mutlu bir hayata başlayacağım, ölümden uzaklaşacağım... ama kızım benden uzaklaştı ... geceleri gidip erkeklerle düşüp kalkıyor ... Tek başıma öleceğim ben, tek başıma ... Çünkü onlar için çoktan ölmüşüm ... Tanrım, Tanrım ... hiç bu kadar yalnız olmamıştım ... "
"Haklısınız ... haklısınız ... " diye düşünüyordu. "Yüzüme tükürseler yeridir ... şimdi adamın elini sıktım bir de! Hem de üçünün birden, ama o hergelenin içlerinden biri olduğunu biliyorum ... ve ağzımı açmadan onunla aynı masada oturuyorum ... onun kafasını kırmıyorum ... hayır, kafasını kırmak yerine nezaketle elini sıkıyorum ...
Eğlence bize göre değildir, biz sırtımızdaki yükü mezara kadar taşırız...
Reklam
Farkına varmadan tekrar inlemişti. Kızı onu şımartarak, "Babacığım neyin var?" diye ısrar etti. "Neyim mi var?" diye içinden homurdandı. "Orospu bir kızım var ve bunu yüzüne vurmaya cesaretim yok."
"Yine yapayalnızım," diye düşündü, "her zaman yalnızım!.. Sabahları ben büroya giderken onlar tiyatrolardan, danslardan yorgun düşmüş, keyiflerini bozmadan hala tembelce uyumakta olurlar... akşamları eve döndüğümde çoktan eğlenmeye çıkmışlardır, orada bana gereksinimleri yoktur... ah!.. ah para, şu lanet olası para bozdu onları ... para onları bana yabancılaştırdı... Benim akılsız kafam, onca parayı kazanacağım diye canım çıkarken ben kendi kendimden çalmışım, kendimi yoksullaştırmışım ve onların kötü olmasına neden de benim... elli anlamsız yıl boyunca canımı dişime takarak çalıştım, tek bir boş günü bile kendimden esirgedim ve şimdi yapayalnızım işte..."
Ben bütün bunlara niçin katlandım?.. Niçin o, o edepsiz bedeniyle huzur içinde uyurken ben hala burada yatıp kendi kendime eziyet ediyorum?.. Niçin derhal odasına dalmadım ki ayıbını bildiğimi anlasın?.. Niçin orada onun kemiklerini kırmadım?.. Zayıf olduğum için... Korkak olduğum için... O ikisine karşı her zaman zayıf oldum... her şeylerini
İyi de karımla kızım hakkında bir şey biliyor muyum ben?.. Bütün gün onlar için deli gibi çalışıyorum, eskiden elimde örnek mal çantası trenlerde dolaştığım gibi şimdi de on dört saat büroda işin başındayım... sadece para, onlar için para kazanmak için, güzel giysiler alsınlar ve zenginlik içinde yaşasınlar diye... ve akşamları bitmiş tükenmiş, yorgun eve döndüğümde onlar yok: tiyatroda, balolarda, eğlencedeler... onlar hakkında ne biliyorum ki, bütün gün ne yaparlar?..
1.473 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.