Babaya Mektup

Franz Kafka
"Senin etkinden tamamen bağımsız büyümüş olsaydım bile, senin gönlünde yatan insan gibi biri olamayacaktım büyük ihtimalle. Herhalde yine çelimsiz, ürkek, kararsız, huzursuz bir insan olurdum…" Yaşarken bir avuç insan tarafından bilinen Kafka, ölümünden sonra dostu Max Brod'un vasiyetine ihanet edip (!) eserlerini yayınlamasıyla birlikte, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında hızla dünya çapında tanınmaya başladı ve yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri haline geldi, haklı olarak. Kafka, üzerine en çok yazı ve yorum yapılan yazarlar listesinin başında yer alır. Hakkında dev bir literatür oluşmuştur ve günbegün artmaktadır bu literatür. İçinde yaşadığımız gerçekliğin, şimdinin değil yalnızca, savrulup gittiğimiz geleceğin ve geçmişin de perspektifinden yazabilen ender yazarlardan biridir Kafka ve halen günceldir, güncel de kalacaktır yüzyıllarca. Babaya Mektup, opus magnumlarından biridir Kafka'nın. Şayet içinizde bir hayaletle yaşamaktan yorulduysanız, Kafka'nın sesine kulak verin deriz!
57 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1919
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Franz Kafka- Babaya Mektup
Kafka'ya ait okuduğum ilk kitap oldu. Bu kadar ince ruhlu bir insanın tüm kitaplarının okunması kanaatine vardım. En kısa zamanda tüm kitaplarını da edinip okumayı planlıyorum. Biraz daha otobiyografik özelliğe sahip kitapta babasına karşı serzenişini, isyanını iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Bu zamana kadar korkudan söylemeye cesaret
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
BABAYA MEKTUP İNCELEMESİ - Dikkat spoiler içerebilir!
Franz Kafkanin hayatını bilenler bilir problemli bir aileye sahiptir. Özellikle babasından gördüğü şiddet hayatının her dönemin de kendini hissetirmistir. Bu kitabı okurken bunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Türü ne deseler bu kitap için dram derim. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
57 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
l Bu kitap aslında Franz Kafka'yı daha önce hiç okumamış kişiler için mükemmel bir giriş kitabı. Onun dünyasını anlamak için, içsel ve ailesel yaşantısına daha yakından tanıklık etmek için, yazarın karakterini, güçlü ve zayıf yönlerini gözlemleyebilmek ve bundan sonra okuyacağınız diğer Kafka eserlerine bir hazırlık niteliğinde olabilmesi
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
·
Puan vermedi
“Bir İç Döküş”
"Kafka'nın babasına yazdığı ama hiç yollamadığı bir iç döküştür. Babasının sevdiği kadın hakkında yaptığı bi yorum üzerine içinden geçenleri, babasına olan hislerini, çocukluğundan itibaren yaşadığı üzüntüleri, uğradığını düşündüğü haksızlıkları kalemiyle dile getirir! Bazen suçlayıcı bir ton kullanırken, bazende babasıyla empati yapar, ancak bazı yerlerde bu empati dozunu aşmış bana göre!
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Çocuklar için "baba" figürü çok önemlidir. Hatta baba demek, kahraman demektir. Çocuk bilir ki, başı ne zaman sıkışsa anında ona yardım edecek ve tüm sıkıntılarını giderecek biri vardır. O kişi babadır. Baba demek, her şeyden önce, güven demektir. Güvenle büyümek ve onun himayesi altında ne olacağını düşünmeden yaşayabilmek demektir.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
Oğul gözünden bir baba ile ilişki o kadar etkileyici anlatılıyor ki hayata dair onlarca ders çıkarılabilir. Her kelimesi dikkatle okunması gereken dolu cümleler, çoğu zaman tam odaklanarak tekrar okumayı gerektiriyor. Yıllar ilişkileri değiştirmiyor, okuyan çoğu kişinin sanki kendi babasıyla olan ilişkisi anlatılıyor gibi hissedeceğine eminim. En azından bende öyle oldu. Öyle betimleme ve anlatım var ki, tam bir edebiyat zevki yaşatıyor.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · İndigo Yayınları · 045,2bin okunma
·
Puan vermedi
Bazı çocuklar evlerinin yetimhanelerinde kalırlar.
Babaya Mektup, Franz Kafka'nın babası Hermann'a Kasım 1919'da yazdığı bir mektuptur. Kafka'nın korkusu öylesine bir korkudur ki bu mektubu yazarken bile bazı şeyleri yazmasının önüne geçer. Babası Kafka'nın aile içi soğukluğunu gördüğü için onu nankörlükle suçlamıştır. Kafka'ya fiziksel şiddetin yanı sıra, Kafka'yı daha da derinden yaralayan psikolojik şiddet uygulamıştır. Ani öfke patlamaları, sürekli bağırmaları ve hakaretleri dövülmenin etkisi kadar derin yaralar açar. Hatta mektubundan bir alıntıyla psikolojik şiddetin ağırlığından bahsedip konuyu sonlandırmak istiyorum."Bazı çocuklar evlerinin yetimhanelerinde kalırlar. Bana bir kez bile vurmadığın doğru. Ama bağırman, yüzünün kızarması, pantolon kemerini telaşla çözmen, onların iskemle kenarında hazır beklemesi benim için dövülmekten daha kötüydü. Sanki birinin asılması için yapılan hazırlık gibi, Baba." Ah canım Kafka'm.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
57 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Franz Kafka, “Babaya Mektup” adlı eserinde babası ile hesaplaşır. Ancak bu hesaplaşma, suçlayıcı bir hesaplaşmadan ziyade Kafka’nın iç dökümünü bizlere sunuyor. Babasına duyduğu hisleri, hiçbir zaman açıklayamayan Kafka, son yaşadığı olaydan sonra çareyi kaleminde bulur. Aslında babasına mektup yazmasının sebebi Kafka’nın aşık olduğu kadın hakkında babasının yaptığı yorumdur. Baba konusunda daima aynı yerden yaralanan Kafka’nın, geçmiş yaraları da gündeme gelir ve Kafka çareyi, çocukluğundan itibaren yaptığı kimine ‘pasif’ gelen bir direnişle yani ‘yazmakta’ bulur.Kitabın başlığında ise ‘babama’ değil ‘babaya’ mektup olması Kafka’nın hiçbir zaman babasına ait olmadığının bir diğer göstergesidir. Bu göstergeyi ise daha kitabın başında, kapağında okuyucuya sunarak, iç dökümünü göstermektedir... Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Babalar sevgisini göstermez. Peki niye? Sevgisini gösterince otoritesini mi kaybediyor, küçük mü düşüyor çocuğunun gözünde? Çocuğu fazla sevmeyin şımarır, kucağa almayın alışır, yüz vermeyin astarını ister.. Bunun gibi birçok kalıp var büyükler tarafından anne babalara söylenen. Büyüklerinden sevgi görmeyen nesil ise çocuklarına da doğal olarak sevgi gösteremiyor, çünkü sevgi nasıl gösterilir bilmiyor. Kafka’nın bu eserinde, yıllarca içinde tutup babasına karşı söyleyemediği şeylerin mektubunu okuyoruz. Ancak bu mektup babasına ulaşması için yazılmadı. Babası bu mektubu hiç okumadı. Oğlunun neler hissettiğini de anlayamadı. Biz ise bu mektubu okuduğumuzda Kafka’nın diğer eserlerinde de baba-oğul ilişkisinin yer aldığını anlıyoruz. “Yazılarım senin hakkındaydı, orada tek yaptığım senin omzuna yaslanıp içimi dökemediklerimi yazıya dökmekti.” Otoriter bir babanın çocuğu olmak oldukça zorken Kafka’nın duygusal yapısı da işin içine girince bu mektup çıkıyor ortaya. Bir babanın bir çocuğu bu hale nasıl getirdiğini çok iyi bir şekilde anlıyoruz. “Biraz desteklenmeye, biraz dostça bir yaklaşıma, yolumun biraz açık tutulmasına ihtiyacım vardı, sense onun yerine yolumu kesiyordun..” “Senin başkalarına karşı duyduğun güvensizlik bile, bana aşıladığın kendime karşı duyduğum güvensizlik kadar büyük değil..” Şiddet sadece fiziksel değil psikolojik olarak da hasar almaktır. Çocuğunu dövmemiş olsa bile fiziksel acıdan kat be kat fazlasını psikolojik olarak yaşatmış Kafka’ya. Bir çocuğun geleceğini mahvetmek anne babanın bile hakkı değildir.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Panama Yayıncılık · 201745,2bin okunma
57 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Yüzleşmek, iyileşmek için ilk adımdır!
“Mesele çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı” (s.37). Baba, anneyle birlikte bir çocuğun sağlıklı bir benlik algısı, güçlü bir kişilik, kendisi ve toplumuyla barışık bir kimlik geliştirmesinde en önemli aktörlerden biridir. Zira bir ailede baba güveni, otoriteyi, saygıyı, cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde onaylanmayı
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,2bin okunma

Yazar Hakkında

Franz Kafka
Franz KafkaYazar · 138 kitap
Yahudi bir tüccar aileden gelen, Almancaya da hâkim olan bir yazardı. Kafka'nın en önemli eserlerini, üç romanının (Dava, Şato ve Kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor. Kafka'nın eserlerinin büyük bölümü ancak Kafka'nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı. 1883 yılında Prag'da doğdu. Taşralı Çek proletaryasından gelip zengin bir tüccar konumuna yükselmiş bir baba ile zengin ve aydın bir Alman Yahudi'si annenin çocuğu olan Franz Kafka'nın, içedönük ve huzursuz kişiliğini büyük ölçüde annesine borçlu olduğu söylenir. Ailenin en büyük çocuğu olan Kafka'nın iki erkek kardeşi küçük yaşta hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla ise Nazi Almanyası'nın organize ettiği Yahudi katliamı Holocaust'da hayatlarını kaybettiler. Kafka, çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyüdü. Ailesinin Prag'daki Alman toplumuyla kaynaşma çabaları sonucunda Alman okullarında okudu. 1893 yılında öğrenim görmeye başladığı Avusturya Lisesi, yalnızlığını ve kendi içine kapanmasında büyük etken oldu. Çek kökenli bir aileden geldiği halde Almancayı anadili olarak kullandığı için tam bir Çek sayılmayan Kafka'yı, Almanlar da tam anlamıyla kendilerinden görmediler. Ufak yaşlarda da Çekçe konuşan Kafka gittiği Alman okullarının da etkisiyle Almancada ustalaştı. 1901 yılında Altstädter Gymnasium lisesini bitirdikten sonra Prag'daki Karl Ferdinand Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Alman edebiyatı derslerini takip etmeye başladı. Öğrenciliği sırasında Yiddiş tiyatro çalışmalarında yer aldı ve bu çalışmalara destek verdi. Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü bu dönemde yazdı. 1902 yılında Max Brod'la tanıştı. Max Brod, Kafka'nın yaşamında önemli rol oynayan isimlerden biri olacaktı. 1906 yılında hukuk öğrenimini doktora ile tamamladı ve bir yıl süren avukatlık stajını yaptı. 1907'de Sigorta Şirketi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Gündüzleri sigorta şirketinde sürdürdüğü çalışma hayatının yanı sıra geceleri ölümden bile daha derin bir uykuya benzettiği yazma işine yoğunlaşıyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü kaleme aldı. 1912 yılında nişanlısı Felice Bauer'le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak, 1919'a kadar sürdürdü. Evlenmemesine neden olarak hastalığını gösteriyordu. Oysa güncesinde evliliği bir burjuva bağı olanak nitelendirmiş ve edebiyat hayatını sürdürebilmesi için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kalmıştır. Bunlar, Kafka'nın ölümünden çok sonra 1967'de 'Felice'ye Mektuplar' adıyla yayınlandı. 1917'de Kafka, verem olduğunu öğrendi. 1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı. 1920 yılında Milena Jesenska ile tanıştı. Mektuplaştığı dört kadın arasında en ciddi ve önemli olan Milena Jesenska'ydi. Milena'yla mektuplaşmaları önce bir arkadaşlık gibi başladı, daha sonra tutkulu bir aşka dönüştü. Fakat Milena evli olduğundan bu mutsuz ve imkânsız ask Kafka'yı derin acılara sürükledi. Mektuplaştıkları üç yıl boyunca sadece iki üç kez görüşebildiler ve bu görüşmeler Kafka'yı üzmekten başka bir işe yaramadı, yine de onun yaratıcılığını olumlu yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Daha sonraları edebiyat tarihinin güzide eserlerinden biri sayılacak olan "Milena'ya Mektupları”nda Kafka şöyle dile getirir durumunu; "En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki..." Milena bu mektupları 1939 yılında yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü. 1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu. 1923`de ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya yoğunlaşmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena`dan daha şanslıydı Nazi Almanya'sına direndi ve 1952`de Londra'da öldü. 1924 yılı 3 Haziran gecesi, 1917 senesinde kaldırıldığı Viyana yakınlarındaki Keirling sanatoryumunda hayata gözlerini yumdu. Kafka'nın eserlerinin hepsinde görülen yabancılaşma olgusu, onun kendi yaşamında da belirgin bir biçimde izlenir. Ona göre ne kadar küçük ve basit bir yaşamı olursa o kadar mutlu ve sorunsuz olacaktır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında Kafka ile ilgili birçok belge yok edildi. 20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka'nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı. Yaşamının ve yapıtlarının ortak yani, Camus'nün dediği gibi, "Her şeyi göstermek ve hiçbir şeyi teyit etmemektir". Çünkü yaşamayı bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görür. Çünkü bir insan olarak yaşamak ve doğru yolda ilerlemek hemen hemen olanaksızdır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.