l Bu kitap aslında Franz Kafka'yı daha önce hiç okumamış kişiler için mükemmel bir giriş kitabı. Onun dünyasını anlamak için, içsel ve ailesel yaşantısına daha yakından tanıklık etmek için, yazarın karakterini, güçlü ve zayıf yönlerini gözlemleyebilmek ve bundan sonra okuyacağınız diğer Kafka eserlerine bir hazırlık niteliğinde olabilmesi için ben Kafka'nın ilk Babaya Mektup kitabını öneririm sizlere.
l Bu kitapta Franz Kafka'nın 1919 yılında babası Hermann Kafka'ya yazdığı uzun bir mektubu okuyacaksınız. Bu mektup babasına hiçbir zaman ulaşmasa da, biz okurlar yazarın iç dünyasına doğrudan bir adım atmış olacağız bu sayede.
l Acımasız, diktatör bir babanın kuralları altında büyüyen Kafka'nın derin dünyasında babasına olan öfkesi bu mektupta açıkça dile getirilmiş. Geleneklerine ve inançlarına bağlı bir babanın evladı olduğu için belli sınırlar altında yaşayan, psikolojik baskıyla ve söz söyleme hakkı bile tanımayan bir babanın elinin altında büyümüş. Kendi tabiriyle zaten Kafka kendini hiçbir zaman yetişkin bir birey gibi hissedememiş... Özgüvenini o kadar yitirmiş ki kendini başarısız, korkak, değersiz hissetmiş... Bu yüzden evliliğe dair ruhen yatkın olamayışı da onun hiç evlenememesine sebep olmuş. Franz Kafka'nın iç dünyasını merak ediyorsanız bunu babasına olan mektubunda en saf ve yalın hâliyle görebilirsiniz, mutlaka okuyun derim. Herkese bol kitaplı günler ve iyi okumalar.
Alıntılar:
- Devasa adamın, babamın, en üst merciin neredeyse nedensiz gelivereceği, beni gece vakti yatağımdan alıp kapı önündeki koridora bırakabileceği ve onun gözünde böylesi bir hiç olduğum yönündeki kahredici düşünceyle yıllar sonra bile acı çektim. (S.6)
- Sadece biraz cesaret biraz sevecenlik yürüdüğüm yolu biraz aydınlatmaya yetecek kadar yardımdı ihtiyaç duyduğum. (S.13)
- Senden asla kaçamadım. (S.24)