İnsanlığımı Yitirirken ve Oba Yozo, Osamu Dazai, Şuci Tsuşima arasındaki ilişki hala çözülmemiş bir gizem. Bir yandan romanı ilgi çekici yapan unsur da bu.
"Roman da günlükler de okuyucuya yalnızca yazar sahneden geri dönülemez bir biçimde alındığında teslim ediliyor ve gerçeğin nerede bulunacağını bilmemizi imkânsızlaştırıyor. Belki de romanın kalıcı çekiciliğinin kaynağı da bu. Şizuko'nun dairesinin önündeki kablolara takılan uçurtma gibi hem Yozo hem de roman anlaşılmanın dehşeti ve arzusu arasında, itiraf etme ihtiyacı ve karşı konulamaz bir yalan söyleme güdüsü arasında sıkışmış hålde bükülüp kıvranıyor."
Kitabı okumaya ilk başladığımda hissettiğim duygu şaşkınlıktı. Kurgu da olsa "Böyle düşünen de mi varmış, böyle mi hissediyormuş" dedim sürekli. Kitabın oldukça karamsar bir havada ilerlemesine rağmen, Yozo'nun düşüncelerini ve daha ilerisinde ne olacağını öğrenme merakı kitabı okumaya devam etmemi sağladı. Kahramanın -ve belki de yazarın- bu yoğunluğunu farklı bir yere yönlendirebilmiş olsa nasıl çok daha başka bir yaşam okuyabileceğim düşüncesi de kitap boyunca beni bırakmadı.