Öyle yüzler vardır ki toprak onları ölümün hazin birer andacı haline getirmişti. Ama ölümden güçlü olan insan onları hala eski tazelikleriyle güzelliklerine büründürüyor; gözlerin ışığını, gülüşün parıltısını, et maskesinin ardındaki ruhun aydınlığını yeniden canlandırıyor ve mezarla bitmeyen bir güzelliğin haberini fısıldıyordu. Öyle bir güzellik ki değişiyordu ama ancak daha güçlenmek için; yeryüzünden ayrılıyordu ama ancak yükseklerde bir ışık olmak ve Cennet yoluna hafif ve tatlı bir aydınlık serpmek için...