Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İslâmiyette felsefe diye bir şey yoktur. Hikmet vardır, fikir vardır, tefekkür vardır; felsefe yok... Vâkıa, felsefe <<Hik- met dostluğu>> demek ama, onunki bağımsız bir arayıcılık, İslâmınki de tam bağımlı tefekkür olduğu için, felsefeyle hiçbir alâka kabûl edemez. Onun içindir ki «Kur'ân felsefesi>>> denemez. «Kur'ân hikmetleri» denir. İslâm felsefesi değil, İslâm hikmetleri... ile ilgili Felsefe, hakikati başıboş bir merkezden yola çıkarak, sayılar boyunca «bir çok da aramanın; din ise, onu, tam bağlı olarak «Tek>>i de bulduktan sonra «birçok>da tefekkür etme- nin müessesesi... Bu bakımdan, din ve felsefe, biri şimâle ve öbürü cenuba doğru iki zıd hareket... Ve elbette ki, İslâmiyet- çe kıymet hükmü, bu... Felsefe, hakikati bulmanın değil, ancak birbirinin yanlışını bulup çıkarmanın ve ebediyen hakikatten mahrum kalmanın âleti... Birgün bu bahisteki bir mektupları, bir sual üzerine yazıl- mış cevapları okunurken, kendilerine, felsefeyi mahkûm edişi- mizdeki hikmetin, merkezsiz, başıboş tefekkür müessesesi olmasından ileri geldiğini, istifsar kılıklı söyledim: - Öyle mi efendim? Riyazî bir kat'iyetle noktaladılar: -Evet, öyle!..
Sayfa 163Kitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.