Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ne demektir ‘Köylü bizim efendimiz?’ Köylü kim, bir koca Gazi Paşa kim? Laf gelimi bir laftır bu... ‘Vatan millet yoluna zorlatmaktayım,’ anlamınadır. ‘Köylü takımına efendi dedikse, gerisini anlamalı,’ demektir. Bunca padişah gelip geçmiştir. Osmanoğullarından... Bunca tarih kitapları yazılmıştır ki, eşşek yüküyle yazılmıştır. Bak bakalım birinde böyle okkalı bi laf var mı? Evet, işi gücü hep milletledir Gazi Paşa’mızın, Allah gücünü artıra... Milletin derdini düşünmekten ve de yarar dermanını aramaktan gözüne uyku mu girmektedir ki, başını yastığa koyabilsin! Gecenin bir vakti, seni sidik sıkıştırır, memişaneye giderken bakarsın ki, odasının ışığı yanmakta, bildiğin çoban yıldızı gibi... Nöbetçiler, yaverler değişe değişe beklemekteyken candan usanır, Gazi Paşa’mız usanmaz. ‘Yahu senin başında, üstün müstün, müfettişin mi var ki çabalarsın?’ desem... ‘Şunun birazı da yarına kalsın,’ desem... Biz yatmaktan usanırız da, sen çabalamaktan bezmez misin? Arada bir yaverler kahve koşturur. Sorarım, ‘N’apmakta gecenin bi vakti hey Allah? Buna can olup nasıl dayanır?’ derim. Saraya ilk girdiğimizde, yalan mundar, günahını aldık Gazi Paşa’mızın az biraz... ‘Avrat mavrat mı attı yukarıya, gizliden cümbüşlenmekte mi hey koca Tanrı?’ dedik. ‘Atar atar. Erkektir. Başkaca, paşadır. Hemi de sıradan askeriye paşası, başıbozuk paşası değil, vatan kurtarmış bir paşadır, sıçramış Cumhurbaşkanlığı tahtına kurulmuştur ki, emrine yok yoktur!’ dedik.Meğerseme, okurmuş Gazi Babamız ki, adam kaldıramaz irilikte kitapları devirerekten okurmuş... Niyeti, her bir kitaptan bir akıl alıp vatanı milleti kurtarmak... ‘Yahu,’ desem, ‘vatan millet kurtarmaksa ancak olur. Bilmeyen mi kaldı? Çizmeleri çektin, kılıcı kuşandın. Kötü Yunan’ı teptin, bozdun; sürüp götürüp gâvur İzmir’inden denize döktün. Ödevse yüz akıyla başarılmıştır. Sırayla desem, sıranı sen savuşturdun. Az biraz da başkaları çabalasın. Beyden, paşadan, dahası, müşür takımından senin bunca adamın var. Bunlara bunca aylık vermektesin her aybaşı tırrınk! Biraz da onlar kurtarsın!” ‘Peki, hiç mi yorulmaz bu mübarek?’ diyeceksin. Haaşaaa... Hiç yorulmaz Allah... Gazi Paşa’mız da bildiğin âdemoğludur. Etten kemiktendir, demir çeliğinden dökülmüş değildir. Yorulur yorulmaya arada bir, ama senin benim gibi yorulmaz. Yorulduğu, gözlerinin az biraz kayıp şaşılaşmasından bilinir, başkaca, öfkesinin kabarmasından anlaşılır. O sıra önüne babası çıksa, haşlar. ‘Yıkıl!’ diye kükredi mi, anla ki tamamdır, yanına varılası geçmiştir. İşte yoruldu. Şuraya uzansa da uyusa ya güzelce... Yok... Başını eline alıp gözlerini yumar. Beş dakka, çok çok on dakka... Biz beriden solukları keser bekleriz. Yaverler sinek vızlatmamak nöbetine girer. On dakkayı geçirdiğini gördüm diyen halt etmiştir. Saat tutmacasına tam on dakka oldu olmadı, ‘Geeel!’ bağırtısı, patlar içerden. ‘Geeel!’ bağırtısı ‘Sade kahvem yetişsin’ anlamınadır. Dakka sekmez yetişir, çünkü cezveler sıra sıra kızgın küle sürülü bekler. Kıyamet kopsa kahve ocağı sönmez. Kahvecibaşının dediğine bakarsan, savaş alanında da bu böyleymiş... Evet, ‘Gel’ bağırtısı basılmadan sade kahvesi kapıdan içeri geçmiştir. Fincan dedimse, bildiğin ağzı yayvan Mekke fincanı... Kahvecibaşı huyunu aldığından kahvelerin ardını kesmez. Üç kadarını hiç emir beklemeden salar. Üçten gerisini aralar az biraz... ‘Gel’ bağırtısı bekler. Anladın ya Murat Efendi! ‘Gel’ bağırtısı, bildiğin kahve...” Biraz düşündü. Aklına geleni söyleyip söylememek üzerinde sallandığı hırıl hırıl solumasından belliydi: “Böyledir ömrü uzun olası Gazi Efendi’mizin işleri ve de gayet yamandır... Aslına bakarsan...” Birden toplanıp dikildi. Elini gözlerine siperleyerek ileriye doğru baktı: “Nedir yahu! Kötü Kayserili Rüstemşah rezili değil mi şu it gibi seğirten herif?”
Dadal efendiKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.