Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

" Bir kez, bir karıyı sıdkile canım çekti mi benim... Milyon kazanacağımı bilsem, geçmiştir. Bir kaç gün ne demek? Ölüm olsa, üç ay, üç yıl burdayım. Çünkü murat almayınca bizim açlığımız basılmaz. Evet, geçti üç gün, gittim. Bu kez kapı kapalı... Yanaştım. Mandalı kurcaladım. Hayır, içerden sürgülü değil... Açıp araladım, baktım ki... Vay başıma! Sırtüstü yatıp döşek gibi yayılmamış mı? Hava sıcak bugünkü gibi... Sırtında bir iç gömleği... Başka bir şey arama, kardaşım, dizlik mizlik arama... Yaz uykusu halini kendin bilmez değilsin ya... Her yanı ortada... Madeni gayet ak olduğundan, say ki, Frenk kristaline dökülmüş aynadır. Girdim. Örttüm kapıyı pıtırtısız, sürgüsünü yavaşça sürdüm. Niyetim, Kömüryakıcı gelse, görevi bitirmeden açmamak... Sokuldum. Gövdemi bildiğin yer depremi tutmuş, sarsalamakta ki, Tanrı korusun kemiklerimiz birbirinden ayrıldı ayrılacak... Solumaktayım ki, Gülcemal vaporunun islim hışırtısı da öyle değil! Yanaştım. Şaşırmışım. Ne halt ettiğimi bilmekten geçmişim. Durmuşum göbeğini sıvazlamaya... Sıvazlamaktayım... Göbek gerginliği olur ama bu kadar mı olur... Gergin dedimse, kaya gerginliği belleme hey İnebolulu, bildiğin, tıkız doldurulmuş kuştüyü yastık gerginliği... Töbe! Kuştüyü yastık ne demek? Bildiğin lastik top... Okşalamaktayım... Ağzımızdan salya yürümüş, toparlayıp yutamamaktayım. Aklımı şeytan yellemiş... Yanına uzanmayı hatırıma getirememekteyim." Başını yumrukladı. "Nah kafa! Kuru kafa... Yanına yataydık... 'Uyku yarım ölümdür,' demiş eskiler, uyku sersemliğine getirseydik... Belki muradı alırdık o kargaşalıkta..."
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.