Ihtiyarlık yalnızlık bir de ben bir de karasevda dördümüz konuşmadan yan yana yürüyoruz
her birimiz tek başına yürüyor ama yan yanayız
neler vermezdik işitmiyelim diye birbirimizin ayak sesini acıyoruz sövüyoruz birbirimize içimizden ama birbirimizi sevmiyoruz çünkü inanmıyoruz birbirimize
neler vermezdik bir dörtyol ağzına varıp sapabilelim diye bir anda dört ayrı sokağa ama içimizden biri ölse kalanlar sevinir mi bilmiyorum
ihtiyarlık yalnızlık bir de ben bir de karasevda dördümüz konuşmadan yan yana yürüyoruz geceleri tramvaylara biniyoruz nerelere gittiklerini bilmediğimiz
tıramvaylara
üçer vagonlu geniş temiz tıramvaylar bizi korkunç gıcırtılarla bir yerlere götüruyor geceleri
yanmış duvarlar çıkıyor karşımıza ansızın ve sokak fenerlerinin ışığında yürüyor üstümüze yüksek ve inatçı yürüyor
pencereler çıkıyor karşımıza ve geliyor bize doğru yığınla ve birbirini çiğneyerek camsız çerçevesiz ve odaların insanların değil boşlukların pencereleri
kanatsız kapıların hiçbir yere açılmayan kapıların önünden geçiyoruz sarı pazubentleri üç noktalı adamlar tramvay bekliyor kaldırımlarda ucu lastik bastonlarına dayanmışlar