عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنْ رَجُلاً قَالَ لَهُ: إِنِّي أَقْرَأُ الْمُفَصْلَ فِي رَكْعَةٍ وَاحِدَةٍ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ: هَذَا كَهَذِ الشَّعْرِ ۚ إِنَّ أَقْوَامًا يَقْرَقُونَ
الْقُرْآنَ لَا يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ، وَلَكِن إِذَا وَقَعَ فِي الْقَلْبِ، فَرَسَخَ فِيهِ، نَفَعَ.
Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre, bir adam ona:
"Ben Kur'ân-ı Kerîm'deki Mufassal süreleri bir rekâtta okuyorum" dedi. Abdullah ibni Mes'ûd da ona şunu söyledi: Şiiri süratli bir şekilde okur gibi mi okuyorsun? Bazı insanlar Kur'an'ı okurlar fakat Kur'an onların gırtlaklarından öteye geçmez.
Böyle değil de Kur'an kalbe ulaşır ve oraya yerleşirse, işte o okuyuş faydalı olur.