Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Osmanlı Devleti'nin bu müsamahalı tutumunun sonucu olarak da imparatorluğun son yüzyılına gelinceye kadar Müslümanlar ve gayri müslimler daima bir barış ve güvenlik içinde yaşamışlardır. Bu sayede Ortodoks Rumlar ve Gregoryan Ermeniler İstanbul'da bulunan patrikleri tarafından bir hiyerarşik sistem içinde yönetilmişler, kendi kiliseleri, okulları, yetimhaneleri, mahkemeleri olmuş, buralarda dillerini ve dinlerini muhafaza ederek geliştirmişler ve kültür faaliyetlerini yürütebilecek vakıflar kurmuşlardır. Askere de alınmadıkları için ticaret, sanayi ve zenaat ile meşgûl olan gayri müslimler çok kısa sürede refah ve zenginliğe kavuşmuşlardır. Özellikle Ermeniler sanatkârlıkları ile Osmanlı İmparatorluğu'nda her yerde çok iyi bir muamele ve büyük hoşgörü görmüşlerdir. Ermenilere "milleti sadıka" denilmiş; onlara hep güvenilmiş, daha sonraları saraya, askeriyeye alınmış ve çok önemli mevkiler ve görevler verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda çok sayıda Ermeni paşası, bakanı, milletvekili, büyük elçisi, konsolosu, üniversite hocası, yüksek rütbeli devlet memuru olmuştur.
Sayfa 1 - Türk-Ermeni İlişkileri, Tehcir Olayı ve Sözde “Soykırım”Kitabı okudu
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.