Muhtemelen “algoritmalara harcadığımız zamanı ve kaynakları bizi insan yapan değerlere de harcamazsak teknoloji yalnızca hayatlarımızı yönetmekle kalmayacak, dahası bizzat bizler teknolojiye dönüşmeye zorlanacağız, kandırılacağız ya da buna razı edileceğiz. Araçlarımızın araçları olmuş olacağız”3 Bu perspektifte yeniden eklenebilir ki distopya, bilim kurgu filmlerinden ziyade önce zihinlerimizde şimdi de deneyimlerimizde geziniyor. Öyle ki bu anlatılarda bedenlerimizi ansızın robotlaşmış buluyoruz.