Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Batı metafiziğinin onto-teolojik karakterinde karşılığını bulan felsefi Tanrı tasavvurları, Heidegger'in de ifadesiyle, “kendınden sonra gelen tüm gelenekleri açıkça şekillendirecek temel” teşkil etmiştir. “Varlığın farklı düzeylerini, farklı derecedeki varlıkları her şeyin kökeni olan, mutlak ve tanımlanamaz birlikten “taşmalar dizisi olarak kavrayan Yeni-Platoncu gelenek aracılığıyla, tektanrıcılığın her şeyin yaratıcısı olan Tanrısı ile birlikte Aristotelesçi metafiziksel Tanrı da Orta Çağ İslam ve Hıristiyan felsefesi tarafından özümsendi.”S Bu onto-teolojik yapı, tözselliğin farklı bir forma büründüğü modem düşünce ve sonrasında değişiklik göstermiştir. Her şeyin nedeninin olması ya da “Bir düşüncesi, modern felsefe ile birlikte devam ederken, referans noktası, tanrısal aşkınlıktan özneye içkin bir yapıya burünür. Descartes ile başladığı düşünülen modern düşünce, bu donüşumün başladığı yerdir. Hakikati bir olarak, tek olarak goren bu birlik düşüncesi, Descartes'ta 'cogito ergo sum' şeklinde kendini gösterir. Benzer biçimde Leibniz'in monadolojisinde, Kant'ın transandantal öznesinde ve Hegel'in mutlak idealizminde kendini gösterir. Varlığın birliği düşüncesi, böylece klasik duşunceden Aydınlanmaya kadar tanrısal aşkınlıktan özneye içkin bir aşkınlık kazanmak suretiyle varlığını sürdürmüştür.
·
142 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.