Sözü söze ekleyib sözlerden söz yaratdı.
Sözleri arayarak sorulara bağlandı.
Sualleri yaratır sadece o,söz ile.
Soruların cevabın verer insan söz ile.
Bu dönür hey dolaşır hiç bir an durmuyor.
Bu oyunu oynayanın hiç sabrıda yaranmıyor.
Bir göre bilse onu bulacak ipucunu.
Nasıl görsün sorular arıyor ipucunu.
O kadar yanlış var ki,nasıl sakin dayansın?
Fikir izin verir ki,hele bir de yaşasın.
Geçileni yaşayıb nasıl geçip anlamır.
O,geçdiği şeylerin cevabını arayır.
İşler yaman karışık,beyin düşmüş teşvişe.
Ortada kalıb böyle,kulak verir geçmişe
İçinde edir savaş geçmişle,gelecek.
Şimdi kalmış gölgede,savaş nasıl bitecek?
Nedir gören bu geçmiş birde ele gelecek?
Bu soru çözülmeden savaş nasıl bitecek?
Geçmiş der ki bunu ben sana doğru söylerim.
Deneyimden bilirim sana yalan demerim.
Kulak verme sen ona geleceği kim bilir?
Kimden sorsan ele beni güçlü gösterir.
Bu boş konuşana sen hiç de güvenme.
Seni yalnışa saptırır benden uzak düşünme.
Gelecekse bu anda girir ele oyuna.
Bu hep böyledir seni sokar oyuna.
Sen sadece bana bak gör gelecekte ne var.
Orada üstün birine dönüşüb,değişmek olar.
Geleceği nasıl ben gösterim ki,sana ben.
Bakıp göresen orada,sen kendin nasılsın.
Ama unutma ki,sen nur her zaman gelecek.
Geçmiş ise karanlık,ışık sadece gelecek.
Bu savaşsa durmuyor hala devam edir.
Beyin karışıklık içinde hangi doğruyu deyir?
Yüz çevirsem geçmişe bilgiler elden gider.
Kulak versem geçmişe o günler nasıl geler?
Hala çözemedi bunlar nasıl var olmuş?
Bu sorular çözülmür iç karanlık olmuş.
Bakalım var mı hem geçmiş,hem gelecek?
Sorular çözülmezse ışık nasıl gelecek?
Geleceği düşünen gören nedir o,bilir?
Ama geçmişin karanlık olduğunu ne deyir?
Belki de ikisinin geçmiş kendi düşünür?
Baksın kendi bilginin dışında hiç düşünür?