Bir vazo, bir kahve makinesi yahut bir televizyon bir kitaptan çok daha önce eskir yahut kırılıp bozulur. Bir kitap, sahibi onu parçalamak, sayfalarını yırtmak, ateşe atmak istemediği sürece işlevini yitirmez. Arjantin’deki son askerî diktatörlük döneminde pek çok insan kitaplarını tuvaletlerde, banyolarda yaktı veya bahçelere gömdü. Adları kötüye çıkan ciltler, tehlike oluşturmaya başlamıştı. Kitaplar ve kendi hayatları arasında bir seçim yapmak zorunda kalan Arjantinliler kitaplarının cellatları olmayı seçtiler.