Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Vahye dayalı kitaplardan çıkarımda bulunmak, hukuk adamlarının, Hıristiyanların, Müslümanların ve Komünistlerin hakikate ulaşmakta kullandığı bir yöntemdir. Bilgiyi elde etme aracı olarak tümdengelim, öncüllerine dair şüphe uyandığı anda çöktüğünden, tümdengelime inananların da mutlaka kutsal kitapların yetkesini sorgulayan insanları düşmanlıkla karşılamaları şarttır. Galileo hem Aristo'yu hem de Kutsal Kitap'ı sorgulamış ve böylelikle ortaçağın bilgi birikiminin o büyük mabedini yıkmıştı. Ondan öncekiler dünyanın nasıl yaratıldığını, insanı nasıl bir kaderin beklediğini, metafiziğin en büyük gizemlerini ve cisimlerin hareketlerini yöneten gizli ilkeleri biliyorlardı. Onlara göre, ahlaki ve maddi evren gizemli, gizli saklı, usulüne uygun bir tasımlamayla izah edilemeyecek şeylerden oluşmuyordu. Peki, tüm bu zenginlikle kıyasladığımızda Galileo'nun takipçilerine ne kalıyordu? Sadece düşen cisimlerle ilgili bir yasa, sarkaç kuramı ve Kepler'in elipsleri... Âlimlerin zorlukla edindikleri bu servetin böyle yerle bir edilmesi karşısında feryat etmelerine şaşılabilir mi? Doğan güneşin milyonlarca yıldızı silip atması gibi Galileo'nun elindeki birkaç ispatlanmış hakikat de, ortaçağa özgü kesinliklerin o muhteşem gök kubbesini yerle bir ediyordu.
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.