Ben iyileşmeye inanmıyorum. Her insanın bir takıntısı vardır ya da en azından takıntılı olmaya müsait genleri ve bunlar herhangi bir yerde kendini gösterme dürtüsüyle hareket eder, bu dürtüyü kesip atmak mümkün değildir, kendini boşluğa yansıtma arzusu olan bu aptal dürtü olsa olsa başka yönlere kaydırılabilir. Her insanın, düşün insanının bile ve hatta özellikle düşün insanının beyninde karanlıkta kalmış, kendi aklının aydınlatamadığı bir bölgesi vardır - Napoleon'un aile takıntısı vardı, Dostoyevski'nin kumar, Balzac ise hem oyun yazarı hem de işadamı olmak konusunda takıntılıydı. Bilgi hiçbir işe yaramaz.