Çileli ve çetin şartlar içinde geçen hayatının şuuraltı tesirlerini ise Cahit
Sıtkı Tarancı'ya şöyle anlatmıştı: "Benim şuurum bir facia atmosferi İçinde doğdu. Ben iki yaşımda iken babam ve kardeşim on ay içinde öldü. Kısa bir fasıla ile hem kocasını hem çocuğunu kaybeden bir kadının hıçkırıkları arasında kendimi bulmaya başladım. Belki bütün eserlerimi dolduran bir facia beklemek vehmi(evham) ve yaklaşan her ayak sesinde bir tehlike sezmek korkusu böyle bir başlangıcın neticesidir."