Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bak, o zât(a.s) öyle bir maksad, öyle bir gaye için saadet isteyip dua ediyor ki, insanı ve bütün mahlukatı, esfel-i safilîn olan fena-yı mutlaka sukuttan, kıymetsizlikten, faidesizlikten, abesiyetten a'lâ-yı illiyyîn olan kıymete, bekaya, ulvî vazifeye, mektubat-ı samedaniye olması derecesine çıkarıyor. Bak, hem öyle yüksek bir fîzâr-ı istimdadkârane ile istiyor ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârane ile yalvarıyor ki, güya bütün mevcudata, semavata, arşa işittirip, vecde getirip, duasına "Âmîn! Allahümme âmîn!" dedirtiyor. Acaba bütün benî-Âdemi arkasına alıp, şu arz üstünde durup, arş-ı a'zama müteveccihen el kaldırıp, nev'-i beşerin hülâsa-i ubudiyetini câmi' hakikat-i ubudiyet-i Ahmediye (A.S.M.) içinde dua eden şu şeref-i nev'-i insan ve ferîd-i kevn ü zaman olan Fahr-i Kâinat ne istiyor, dinleyelim. Bak, kendine ve ümmetine saadet-i ebediye istiyor, beka istiyor, Cennet istiyor. Hem mevcudat âyinelerinde cemallerini gösteren bütün esma-i kudsiye-i İlahiye ile beraber istiyor; o esmadan şefaat taleb ediyor, görüyorsun. Eğer, âhiretin hesabsız esbab-ı mûcibesi, delail-i vücudu olmasa idi, yalnız şu zâtın tek duası, baharımızın icadı kadar Hâlık-ı Rahîm'in kudretine hafif gelen şu Cennet'in binasına sebebiyet verecekti. Demek nasılki o zâtın risaleti, şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi, لَوْلَاكَ لَوْلَاكَ لَمَا خَلَقْتُ الْاَفْلَاكَ sırrına mazhar oldu; onun gibi, ubudiyeti dahi öteki dâr-ı saadetin açılmasına sebebiyet verdi. Mesnevi-i Nuriye - 42
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.