Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Bölükte Ankaralı bir çocuk vardı," diye başladı Mecit bir sigara yakıp. "Adını hatırlamıyorum. Pek sessiz sakin, efendi biriydi. Sarışın bir şey. Hep koyun gibi bakardı hüzünlü hüzünlü. Bir gün sorduk buna derdini. Memlekette anası, babası, karısı, kızı hep bir arada yaşarlarmış. Hep onları düşünüyormuş. Ne yani? Ana kucağı mı burası, asker ocağı? Hepimiz özlüyoruz ailemizi; geziyor muyuz öyle ortalıkta ruh gibi diye psikolojisine girdik bunun. Bildiğiniz gibi değil, dedi. Benimki normal bir özleme olayı değil, korku. Neden korkuyorsun? Ölümden, dedi. Meğer bu, her dakika ailesinden birinin öleceğini düşünürmüş, ondan bunalıma girmiş." "Açtığı mevzuya bak hayvan herifin," diye söylendi Amca Bey. "Derken iyice kafayı yedi bu. Yemek yemiyor, sürekli ağlıyor, içtimada pat diye düşüp bayılıyor. Önce epeyi bir marizlediler bunu, para etmeyince tümenin psikoloğuna gönderdiler. Hava değişimi aldı, çekti gitti memleketine. Hatta, iyi hatırlıyorum, biz arkadaşlarla bu uyanık bütün bu dümenleri hava değişimi almak için çevirmiş olmasın falan gibilerinden de konuşmuştuk." "Ee? Döndüğünde iyileşmiş miydi bari?" diye sordu Kız Tevfik, Rebi Abi cinnet getirmeden önce hikaye hayırlı bir sona bağlanabilir umuduyla. "Yok, bir daha dönmedi zaten kendisi. Bir gece evde herkes uyurken hava gazını açmış. Ölmüşler ailecek."
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.