Gönderi

141 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“İnsanın Anlam Arayışı” İncelemesi
İnsanın Anlam Arayışı kitabı iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde, yazar Frankl’ın; Nazi Almanyası döneminde kurulmuş olan, en büyük ve en ağır -insanlık dışı- işkencelerin yapıldığı, tutukluların bir günü bir lokma ekmekle geçirdikleri ve ağır işlerde, zorlu hava koşullarında binbir türlü hastalıkla çalışmak zorunda kaldıkları, Auschwitz Toplama Kampı’ndaki anılarından bahsediliyor. “Yoldaş” olarak tanımladığı diğer tutuklu arkadaşları, Frankl’ın gözleri önünde; vahşi ve travmatik görüntülerle, gaz odalarında, açlıktan, giyecek giysi olmamasından, fiziki rahatsızlıklardan ve umutsuzluk gibi daha pek çok sebep sonucu birer birer ölürken, kendisinin hala nasıl hayata tutunduğunu, bu zorlu mücadeleye katlanmayı ve böylesine kötü bir anıyı bile nasıl anlamlı bir hayat yolculuğu haline getirdiğini gözlemliyoruz. Bana bu kitap; bir adada beraber yaşamak zorunda kalan ve aralarındaki kişisel veya rütbe açısından farklılıklar bulunan karakterlere sahip olan Sineklerin Efendisi kitabını hatırlattı. Orada olduğu gibi bu kitapta da çaresizlik, sefillik, imkan yetersizliği ve tabii kitapların en benzer yanları olan; kişiler arasındaki rütbe, meslek, memleket gibi farklılıkların yarattığı sorunlar vardı. Bu bakımdan toplama kampı, mevkiisi yüksek kişiler tarafından vasıfsız ve hor görülen yoksul ve düşük sınıf aileden gelen kişilerin; nasıl ezildiğini, günlerce, aylarca dövülerek işkencelere maruz kaldığını gösteren bir mikro dünya algısı yaratmış. Bir psikiyatrist ve nörolog olan Frankl’ın umutları hiçbir zaman tükenmemiş bu serüvende. Hatta arkadaşlarına veya gardiyanlara bile yardım etmiş, hayat kurtarmaya çalışmış. Yıllarca toplama kampında gördüğü her tür pislik yüzünden kalpleri katılaşmış gardiyanlara bile sevgi ve güven aşılamayı başarmış. Açıkçası ben kendimi veya sevdiğim herhangi bir insanı böyle bir yerde görmeyi, aynı durumda olsaydım nasıl davranırdım diye düşünmeyi hayal bile edemiyorum. Geride bıraktığın hiç kimseden haber alamıyorsun, özlemle günlerin, yılların geçiyor. Ne zaman sonlanacağını bilemediğin bir savaş ile karşı karşıyasın. Bu insanlar gerçekten çok büyük cesaretler, kahramanlıklar göstererek bu durumu yenmek için ellerinden geleni yapmışlar. Takdire şayan buldum. Kitabın diğer yarısı ise; Frankl’ın geliştirdiği logoterapi yönteminin ana hatlarından ve alt başlıklarından bahsediyor. Hayatın nasıl olması gerektiği, hayatı nasıl karşılamamız gerektiği konusunda çıkarımlar yapıyor. Hem biraz teorik, hem de Frankl’ın kendi hastalarından deneyimlediği olaylar anlatılmış. Hastaların karşılaştıkları zorluklardan ve Frankl’ın bulduğu çözüm yollarından bahsedilmiş. Bu kısımdan da yapabileceğimiz çıkarım; hayatta mutlaka yaşamımızı anlamlı kılacak bir neden bulmamız gerektiği. Bu neden bir insanı, bir işi veya doğayı bile sevmek olabilir. Tabii amaçlarımız, hedeflerimiz de bu noktada çok önemli. Mutluluk kendiliğinden bulunmuyor, mutluluğu çeşitli yollar deneyerek biz bulmaya, hayatımıza katmaya çalışıyoruz. Acılarımızı içimize gömmek ve unutmaya çalışmak yerine onları deneyimleme fırsatımız olduğu için, hayatımıza anlam kattıkları için bile mutlu olmamız gerekiyor. Çünkü acılarımız bizi biz yapan, bugünki halimize ulaşmamızı sağlayan şeylerdir. Hata yapmaktan korkmamamız ve kelimenin tam manasıyla özgürce yaşamamız gerektiğinden bahsediliyor. Tabii burada özgürlük tabirine hangi açıdan bakıldığı çok değişken ama anlaşıldığını umuyorum. Son olarak; bazen ne kadar çabalarsak, bir şeyi gerçekleştirmek için onu ne kadar çok arzularsak o kadar az gerçekleşiyor. Hayattaki arzularımız ve korkularımız arasında çelişkili ilişkiler var. Çok arzulamak bir olayın gerçekleşme imkanını azaltırken, çok korkmak o olayla yüzleşmeyi kolaylaştırıyor. Bu noktada ikisi arasında doğru bağlantılar kurarak hareket etmenin önemi vurgulanıyor. Kitabı gerçekten her iki kısmıyla da çok sevdim. O yüzden bu kadar uzun bir şekilde açıklamak, ileride kendim de hatırlayabileceğim, tekrar tekrar okuyabileceğim güzel bir not bırakmak istedim. Psikoloji seviyorsanız, hatta bence sevmiyorsanız bile ilginizi çekebilecek, kesinlikle ama kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar dilerim.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Öteki Yayınevi · 199835,8bin okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.