Gönderi

İSLAM KÖLELİĞE NİÇİN VE NASIL MÜSAADE ETMİŞTİR?
SORU: İslami düzeninizde, müslümanların, harp esirlerinden köle ve cariye edinmelerini mubah görüyor musunuz? Yine, sizce, müslümanların ellerindeki köle ve cariyelerin alıp satmaları caiz midir?Keza, müslamanların, kendi karılarına ilaveten, hiçbir sayı tahdidi koymaksızın bu cariyelerden istifade etmeleri sizce mubah mıdır? Bugün bazı ülkelerde yapıldığı gibi, harp esirlerinden edinilen köle ve cariyelerden ayrı olarak, birtakım insanların köle ve cariye olarak alınıp satılmalarını Pakistan’da İslami sisteminize göre mubah kabul edecek misiniz? CEVAP: Şeriat, ancak, müslümanlarla harbeden kafir milletler esir mubadelesine yanaşmadıkları veya ellerindeki müslüman esirleri fidye karşılığı serbest bırakmadıkları veya müslümanların ellerinde esir bulunan kafirleri fidye vererek kurtarmak istemedikleri takdirde harp esirlerinin köle yapılmasını mubah kılmıştır. Azıcık düşünecek olursanız ayan-beyan anlarsınız ki, harp esirleri, bir devletin mülkiyetine geçtikten sonra ya öldürülürler, vayahut da, bugün temerküz kampları diye bilinen yerlerde, bütün insani haklardan mahrum bir surette meccanen çalışmalara zorlanarak ömür boyu hapishane hayatına mahkum edilirler. Herkesçe bilinen birşeydir ki, böylesi bir hayat, onlar için zulüm, eziyet ve kahırdır. Bu bir tarafa, onların daimi bir şekilde yabancı unsur olarak yaşamalarının, binlerce, yüzbinlerce esiri elinde bulunduran bir devlet için hiç bir faydası yoktur. İşte bu durumda İslamın getirdiği hal çaresi, bu esirleri müslümanlar arasında fert fert dağıtmak ve onlara sosyal hayatta kanuni muayyen bir mevki (statü kazandırmaktır. Esirlerle müslüman aileler arasında kurulan bu ilgi, onların toplumda daha insanca ve daha şereflice yaşamalarını ve günlerin geçmesiyle onların İslam toplumunda erimelerini sağlar. Bu esirler üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan müslümanlara gelince, şeriat, onlarla ilgili olarak da şu kanuni zorunluluğu koymuştur:Köle ve cariyeleri onlarla mükatebe yapmak istediklerinde, bu teklifi onların reddetme hakları yoktur. Mükatebe, herhangi bir köle veya cariyenin, sahibinden, belli bir para veya mal karşılığında hürriyetine kavuşma isteğinde bulunması demektir ki, köle veya cariye bu talepte bulunduğu zaman, efendisi kanunen ona belli bir süre tanımak mecburiyetindedir ve o sürenin bitiminde, şayet üzerinde anlaştıkları meblağı kazanıp ödeyebildiyse onu azad etmek zorundadır. Bunu açık bir şekilde emreden şu ayet-i celiledir: “Kölelerinizden, hür olmak için bedel vermek üzere anlaşma teklif edenlerin isteklerini, eğer onlarda bir hayır görüyorsanız kabul edin (onlarla mükatebe yapın.” (Nur: 3)
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.