Ben tuhaf bir adamım Lele.
Üşüdüğün vakit rüzgara kızarım, ağladığın vakit hayata.
Hastalandığın vakit boşluğa kızarım, iyileştiğin vakit hastalığa.
En çok da kendime kızarım Lele, belki de bu bu yüzden tuhaf bir adamım.
İyiler hep hasta, iyiler yorgun, iyiler mutsuz.
Gamsızlar sağlam, arsızlar sefada ama ruhsuz.
Hep kötülerin gemisi yürür bu hayatta
Gamsıza da kızarım, arsıza da
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Aşka tövbeliyeken sevdim seni, yeminliyken sevdim.
Şimdi tövbeye de kızdım, aşka da.
Vebali boynuma dedim, yeminimi bozdum.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Yine o meşhur zamanlardayım, yine demir attın zihnime.
Artık zamana da kızgınım, denize de, attığın demire de...
Harcım değil dedim, zamana yenildim. Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Her şeyi içimde halletmeye çalışırken içimi
dağladım, eteğini toplamış bir dağın küskünlüğü olan içimi dağladım.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Seninle konuştum sen tartıştım sandın.
Sözlerimde hep seni andım.
Oysaki sana nasıl hissettiğimi anlatmaya çalıştım.
Sen kötü sandın, kara parmaklı insan sandın.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Kırılmıştım, sarılsaydın.
Üzüldüm, sorsaydın.
Yoruldun, dinleseydin.
Parçalandım, toplasaydın.
Ben tuhaf bir adamım sevdim, keşke sevseydin, görseydin, duysaydın, hissetseydin...
Ben ısrarla senin bahçende büyümek isteyen çiçektim.
Toprağıma gözlerinle canlanan, gözyaşlarımla yeşeren umutlar ektim.
Bu toprağın çilesini de kahrını da ben çektim.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
İnsan peşine düştüğü her şeyden mahrum kalır bunu çok sonra öğrendim.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.
Bahçemin kuşları hep sana göç ediyor, çünkü bildikleri en huzurlu memlekettir kalbin.
Bu bir veda mektubu değil ama,
Seni ne derin bir duygu ile
Seni çok uzun bir mesafe ile
Düşündüm, bekledim, sakladım
Özledim.
Belki de bu yüzden tuhaf bir adamım.