Gönderi

560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
“Gecit düsecek Zamanın geldiğini biri kan, Diğeri ışık olan iki insan kraliçenin doğumuyla anlayacaksınız. İki kraliçe yükselecek. Yedinin gücünü taşıyacaklar, Kaderinizi ellerinde tutacaklar.” Celdaria ülkesinin de içinde bulunduğu diyarın kadim kehaneti böyle diyordu. Kendisi gibi küçük krallıklarla komşu olan ülke, Kral Bastien ve Kraliçe Genoveve tarafından yönetiliyordu. Biz de iste kehanette adı geçen ve birbirlerinden epey farklı zamanlarda yaşayan bu iki kraliçenin öyküsünü bölüm bölüm geçişlerle okuyoruz kitabımızda. Emperium adı verilen bir gücün her şeye egemen olduğuna inanılan bu diyarda, elementleri kontrol edebilen ve bu elementlere göre isimlendirilen güçlere sahip insanlar yaşıyordu( Güneş, hava, toprak, su, ateş, gölge ve metal). Her insan sadece bir elementi kontrol edebilecek yetenege sahipken, Rielle Dardenne, bundan çok daha fazlasını yapabiliyordu. Sahip oldugu bu güç, hem kendisi hem de diğer insanlar için tehlikeli kabul edildiğinden, babası ve ateş evinin yüce büyücüsü Tal’in yardımıyla, bu durum herkesten gizleniyordu. Ama, hiç bir şey sonsuza dek gizli kalamazdı. Kaçınılmaz olan gerçekleşip Rielle’nin yetenekleri öğrenildiğinde, Kral Bastien’in, Rielle’in cok aşamalı sınavlardan geçerek gücünün sınanması gerektiğine hükmetmesiyle başladı asıl mücadelesi. Fakat, Rielle’nin gizlediği tek sır, yetenekleri değildi. Hiç kimsenin bilmediği başka sırları asıl korkutucu olanlardı ki, o sırlar açığa çıktığında neler olacaktı? Rielle’in öyküsünün bundan sonrasında, her biri birbirinden tehlikeli sınav aşamaları, ortaya çıkmayı bekleyen sırların tehlikesi ve yıllardır içinde sakladığı, ama artık açığa çıkan aşkı için yaptıkları anlatılıyordu. Diğer tarafta ise, Rielle’den bin yıl sonrasında yaşayan ve Orline kabusu denilen ödül avcısı Eliana Ferracora’nın maceralarından bahsediliyordu. Celderia krallığının, Emperium’un ve insanların güçlerinin kaybolduğu bir dönem başlamıştı. O dönemin en büyük gücü, tüm ülkeleri hükmü altına almaya çalışan ‘İmparator’ du. Bu diyarda hayatta kalmaya çalışan Eliana, kendince bir yol tutturmuşken, hiç ummadığı bir aksilik, tüm düzenini alt üst etmişti. Kardeşiyle birlikte çıkmak zorunda kaldığı yolculukta İmparatorun askerleri ile ona karşı gelen isyancıların tam ortasına düşmüşlerdi. Bu yolculuğun sonunda Eliana’yı, kendisi ile ilgili çocukluğundan beri farkında olduğu, ama asla nedenini bulamadığı sırların bir miktar çözüleceği, hatta tahmin bile edemeyeceği büyüklükte başka bilgilere de ulaşacagı yeni sürprizler bekliyordu. Hayatları için bir dönüm noktası olan bu yolculuk, dostla düşmanın birbirine karıştığı, Eliana’nın vicdanı, kalbi ve aklı arasında kalmasını gerektirecek ve O’nu oldukça zorlayacak seçimlere de gebeydi aynı zamanda. ‘En fazla başlarına ne gelebilir? Neler öğrenebilirlerdi ki?’ demeyeceğim. Çünkü, serinin ilk kitabı, olaylar tam yerine oturmadan, tüm sorular cevaplarını bulmadan önce, en heyecanlı yerinde sona erdi. Gerilim ve aksiyonun hiç azalmadığı, azıcık romantik, bolca fantastik öğe içeren, güzel bir öykünün giriş kitabıydı Öfkelidoğan. Kitabın başından başlayan sürprizler sayfaları hızla çevirmeme neden olacak kadar güzeldi. Dili sade ve akıcı bir kitaptı aynı zamanda da. Gerçekten çok beğendiğim, devamını da yakında okuyacağım bu kitabı, fantastik türde okumayı seven 18 yaş üstü okurlara tavsiye ediyor, keyifli okumalar diliyorum herkese. Kitaplarla kalın. (alıntı) “Emperium, her canlının içindedir ve her canlı Emperium’un bir parçasıdır. Onun gücü sadece eti kemiğe, kökü toprağa, yıldızı gökyüzüne değil, aynı zamanda yolu yola, şehri şehre bağlar. Ve anı, diğer bir ana.” “Bizim gibi insanlar kendi umutları için savaşmazlar,…biz, başkaları için savaşırız.”
Öfkelidoğan
ÖfkelidoğanClaire Legrand · Salon Yayınları · 2018173 okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.