Gönderi

Ömür Törpüsü Şiiri...
Yorgun şehrin; Pabuç eskiten sokaklarında, Seğirtmeden, öylece yürüyorum… Gün, Akşam kızıllığına yakın. Sola duyarlı o ânı yaşıyorum. Mevsim bahar, Mayıs sonları… Erguvanlar çoktan çiçek açtı. Tuzuna bile banamadık, Yeşil eriğin geçti zamanı… Artık mor salkımlı duvarların, Kaldırımlar üzerindeki gölgeleri, Keskin laciverte çalıyor… Baharın ılık rüzgârları estikçe; Yalnız erik ağacı; Bahar şaşkınlığına büründüğünde; Yaşlanmış bir yaprak, Bir körpe meyve, Ve de kupkuru bir dal; Salına salına, “Toprağa düşeceği o ânı, bekliyor” İnsanlar; Yaşam kavgasının içerisinde, Genç-yaşlı, kadın-erkek, Bir o yana-bir bu yana, Savrula savrula; “Mahşeri göreceği o ânı…” Ki “Toprak ve kavga” Kan ve kalplere odaklı! Nefese, nefes, Nefse nefs , İltisaklı! “Cennet ve cehennem” Fani bedenlerin, Ayrı ayrı hücrelerinde, Saklı!“ "Enheduanna” Tarihten çıkıp gelmiş; Kitabelerden, Kabartma harflerin arasından… Şiirler okuyor, İnanna için… Uzun şiirler okuyor, Bıkıp usanmadan, Şairini hiç kırmadan, Upuzun, lirik şiirler… “Aşkının karşılık göreceği o ânı, bekliyor” Şiirlerinde, Mitos kahramanların en iyileri, Tarihin en özerk imgesini bulma avında… Şiirlerinde, Meydan savaşları; Okçular, Atlılar, En önemlisi, Kılıçları yerine, …… ile cenk edenler… Avla(dı)kları; Kafiye ve redifler, Hece ve ritimler… "Her kalıp, demir kafeslerle eşdeğer..." “Hırslar galip, bedenlerin o şuh karanlıklarına…” Ezberini unutan tüm şairler; “Sulhun yurda ve tüm cihana geleceği o ânı, bekliyor.” Oysa ki melekleri var cennetin, Beyazlı, kanatlı, melekleri… Cehenneminde yedi prensi… Yedinin birisi: “Prens Belphegor” Uğursuzluğunun gizemi, asal sayısında… -Sağlı-sollu sıfırlarını süpürelim. -Durma! -Hadi süpürelim! … -Ya günahları? -Tüm günahları… ?
Nuh Karaaslan
Nuh Karaaslan
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.