Gönderi

Yaşamın Gücü
Hayatım boyunca en rahat ve en hırslı olduğum anlar dibe en yakın olduğum anlar oldu daima. Bunu psikolojik anlamda sorguladığımda başarısızlığın önemsiz olduğu ve başarı ihtimalinin çok düşük olduğu durumlara yoruyorum. Yani kaybetmenin doğal olduğu, kazanmanın ise gerçekten mucize sayılabildiği durumları seviyorum.Bazen savaşmanın sonuçlarını düşünüp kazansam bile ne olacak ki diyorum. Ne değişecek? Tüm hayallerimi gerçekleştirsem bile sonucunda anlık tatminler yaşayacağım yalnızca. Kalıcı şekilde büyük değişimlere sürüklenemediğim sürece bir anlamı olmayacak. Yapay bir gölün içinde en büyük balık olsam bile gölü aşamayacağım. Uçmayı dilerken yalnızca yüzebileceğimi bilmek zihnimi karartıyor. Bunun bilincinde olmak bazen hayatta kalmam için çabalamama engel oluyor. Yine de yaradılış gereği, hayatta kalma içgüdüsü ile alışkanlıklarımı sürdürdüğümü fark ediyorum. Bu yüzdendir ki zihnimi sürekli meşgul etme ihtiyacı duyuyorum. Nasıl fazla düşünürsem dinden çıkacakmış gibi hissediyorsam bu konuya da fazla odaklanırsam yaşamayacakmışım gibi geliyor.Hiçbir zaman intihar meraklısı birisi olmadım, hatta felsefe olarak benimsediğim şey pozitiflik. Her konuya, her şeye olumsuzlukla yaklaşıp sürekli düşük enerji ile gezmek bana göre değil. Bardağın dolu tarafına bakmak mı dersin yoksa iyimserlik mi dersin bilmiyorum ama daima olumlu bir yön bulmaya çalışırım. Sanırım en doğrusu anı yaşamaya çalışıp küçük sayılabilecek şeyler ile mutlu olmak. Ortalama yaşam süresini ve evrenin varlığını düşündüğümde göz açıp kapayana kadar ölmüş olacağım. Bu kısıtlı zamanı negatifliklerle boğmak yerine keyif alarak geçirmeliyim.Daima savaşacak bir sebep bulmalıyım...
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.