Gönderi

Direnmenin bir işe yaramayacağını tahmin eden asiler, anlaşma isteğinde bulundular, fakat Düzce'nin Ethem Bey kuvvetleri tarafından değil, Albay Re'fet komutasındaki kuvvetler tarafından işgal edilmesini istediler, bunun için de, daha önce nasihat etmek üzere gönderilen ve fakat kendilerince rehine olarak elde tutulan Milletvekili Hüsrev Bey ile Osman Bey'i, Albay Re'fet Bey'e gönderdiler. Bu kişiler, Düzce halkının korku içinde bulunduğunu, Çerkes Ethem Bey kuvvetlerinin Düzce'ye girmesinin büyük bir felaket olacağını söylemek ve isyancılara karşı yumuşak davranılmasını telkin etmek suretiyle aracılık görevlerini yapmışlardı. Ancak bu iki kişinin, isyancılar lehindeki teşebbüsleri olumlu bir sonuca varamadı. Çünkü Genelkurmay Başkanlığının bu hususla ilgili yazısı hem açık hem de çok sertti. Bu yazıda, İstanbul'dan ve İngilizlerden yardım geleceğini uman asilerin dileklerinde samimi olmadıkları, zaman kazanmak için bu yola başvurdukları belirtiliyor ve bu sebeple de Düzce'ye silah kuvvetiyle girilmesi gerekeceği, "Şehit edilen komutan ve erlerin hesaplarının sorulacağı", ancak halka karşı kötü davranılmayacağı, asi elebaşılarından "Eli kana boyanmamış birkaç kişinin affolunabileceği", eli kana boyanmış olanlarla "Subaylardan ve memurlardan ihanet veya halkı iğfal edenlerin" asla affedilmeyeceği açıklanıyordu. Nitekim asilerin, Ali Fuat Paşa'ya yaptıkları teklifler de dikkate alınmamış, 26 Mayıs'ta Çerkes Ethem hiçbir direnme ile karşılaşmadan Düzce'ye girmiş ve ayaklanmayı kışkırtmış olanlarla idare edenlerden birçoğunu ölüm cezasına çarptırmıştı. Bunlar arasında Sefer Bey, Koç Bey ve Abdülvehhab Bey de vardı.
Sayfa 111
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.