Îda dağlarının başında zeus’un tüm zamanlarda karı kız demeden peşinde avlandığı oralarda tepemizden asma memelerinin nazlı nazlı sallandığı incir ballarının meyvelerin üzerinden çıtırdayarak aktığı zeytinlerin serin çağla rengi yaprakları arasında kehribar damlası gibi ışıldadığı o sıcak günde anason, sakız, terementi, çıra, reçine, kekik kokusundan oluşmuş bir bulutun itkisiyle koynuna girmeye doğru sürüklendiğim adama yeniden yeniden yeniden baktım...