Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ben dimdikken; sanıyorum ki ışık hiç kesilmeyecek, topraktan bedenime akan su hiç tükenmeyecek, rüzgârın uğultusu kulaklarımda hep inleyecek! Ama ışık sönüyor, su tükeniyor ve rüzgâr sarsıyor. Ve tüm bunlar beni; yerini ve kendini bilmeyen bir başka toprağa fırlatıyor. Mahzun ve mağrur ayaklarımda eski toprağımdan kopuk çamurlarla, bir başka toprağa uzanıyorum. Yalnız ve bir başına, bükük ama dolu bir başak olarak. Ya da gagasında yalancı et parçalarıyla havalanmış bir kuş olarak. Nice timsah memnun etmiş bendeniz ufak kürdan kuşu ve nice buğdaylara gebe kalmış bendeniz ahmak başak, yabancı bir toprağa uzanırken kendime şunu fısıldıyorum: ‘’Beni hangi toprak kendine çekecek, hangi ölüm gövdemi tekrar diriltecek, hangi yağmur ayağıma kadar alçalmış çamurları silip süpürecek! Sonra bu fısıldamayı duymuş olacak ki, bıldırcın sûretinde üzerime yürüyen hayat, önce ölüm sonra yağmur sonra toprağa dönüp ve son yumurtasını yüzümde parçalayarak haykırıyor: ‘’Bilmiyoruz! Çünkü sen yeterince büyüdün! Anlıyor ve öğreniyorum ki gerçekten büyümüşüm, gerçekten uzağa yaklaşmışım.
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.