25 Temmuz 1968'de Vedat Demircioğlu'nun öldürülmesiyle,
Türkiye'de de hızlanmaya başlayan siyasal cinayetlerin
sayısı bugün yüzlerin üstüne ulaşmıştır.
Yani sekiz yıldır, yaşları yirmi beşe değmeyen bir kuşak
ölümle susturulmaya çalışılıyor.
6 Mayıs 1972'de idam hükmü giyip darağacında can verdiklerinde,
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in yaşları toplamı,
o güne dek ölen arkadaşlarının sayısının altındaydı.
Vedat öldürüldüğü gün Deniz, Üniversite Merkez Binası'ndan
Sultanahmet'e doğru yürüyen kalabalığın önündeydi.
Kavgasına adını kanıyla yazdırdığı ilk yıllardı.
Yediği taşlardan sarsılacak kadar ince, genç;
geri dönmeyecek kadar gözüpekti...
Günlerin ölüm haberleriyle geldiği bir dönemdi.
Yaşadığı kısacık hayatında, en yakın arkadaşlarının
bir bir düşüşüne tanık oluyor, bu onu derinden etkiliyordu.
Kavgasına ölüm haberleri içinde hazırladı kendisini.