Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

PLATON'UN MAĞARA BENZETMESi
Bir yeraltı mağarasında yaşayan insanlar düşün. Sırtları giri­şe dönük, elleri ve ayaklarından bağlanmışlar; onun için mağaranın duvarlarını görebiliyorlar sadece. Arkalarında yüksek bir duvar daha var ve bunun ardında da çeşitli şekilleri duvardan biraz daha yüksekte tutarak, insan benzeri varlıklar gidip geliyor. Bu şekillerin arkasında bir ateş yandığından, titrek gölgeleri düşüyor mağara duvarlarına. Mağarada yaşayan insanların görebildiği tek şey de işte bu "gölge oyunu". Doğduklarından beri öylece oturuyorlar ve dolayısıyla sadece bu gölgelerin var olduğunu sanıyorlar. Şimdi de mağaradakilerden birinin bağlarından kurtulduğunu düşün. Önce mağara duvarındaki gölgelerin nereden geldiğini sorar bu kişi kendine. Sonunda kurtarır kendini. Duvarın üstünde tutulan o şekillere dönüp baktığında ne olur dersin? Tabii önce keskin ışık yüzünden gözleri kamaşır. Şekillerin keskin hatlarına bakmak da kamaştırır gözlerini -ne de olsa şimdiye kadar hep gölgeler görmüştür. Eğer duvara tırmanıp ateşin yanından geçerek mağaradan çıkmayı başarırsa, gözleri iyice kamaşacaktır. Ama sonra, gözlerini yeterince ovuşturunca, her şeyin ne kadar güzel olduğunu görecektir. ilk kez renkleri ve keskin hatları algılayacaktır. Mağaradaki şekillerin kötü birer kopyası olduğu gerçek hayvanlarla ve çiçeklerle karşılaşacaktır. Ama bu kez de kendine bu hayvanlarla çiçeklerin nereden geldiğini sorar. Gökteki güneşi fark edip nasıl mağaradaki ateş gölgeleri görmesini sağlamışsa, güne­şin de doğadaki çiçeklere ve hayvanlara yaşam verdiğini anlar. Mağaranın bu şanslı insanı şimdi artık isterse doğanın içine dalarak yeni kazandığı özgürlüğün tadını çıkarabilir. Ama hala aşağıda, mağaranın ortasında kalanları hatırlar ve geri döner. Aşağıya varır varmaz, mağaradakilere duvarlarda gördükleri gölgelerin aslında gerçek şeylerin titrek kopyaları olduğunu anlatmaya koyulur. Ama kimse inanmaz ona. Duvarları gösterip orada gördüklerinden başka hiçbir şeyin olmadığını söylerler. Ve sonunda öldürürler onu.
pan yayıncılık, çeviri: Sabir Yücesoy, 45.basım
··
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.