Gönderi

Bir Yudum Kitap
Bazı vazgeçişler, pes etmektir. Bu yüzden vazgeçmeyin deriz zaman zaman. Fakat bazen, vazgeçmeyi de bilmek gerekir, arkana bakmadan yürümeyi de. Morrison, "Uçmak istiyorsan, seni aşağı çeken her şeyi bırak." der. Bütün çabanıza rağmen sizi hâlâ aşağı çeken her ne varsa hemen, şimdi bırakın sevgili okur. Yarın çok geç olabilir. Var olun. Toni Morrison - En Mavi Göz Çevirmen: Zeynep Baransel, s.182-183 Sabunkafa Kilisesi kızı içeri buyur etti. "Senin için ne yapabilirim evladım?" Kız ellerini hafif bir çıkıntı oluşturan karnının üstünde kavuşturmuş, öylece dikilip duruyordu. "Belki. Belki siz bunu benim için yapabilirsiniz." "Ne yapabilirim?" "Artık okula gidemiyorum. Belki bana yardım edebilirsiniz diye düşündüm." "Nasıl yardım edebilirim? Anlat bana. Korkma." "Gözlerim." "Ne olmuş gözlerine?" "Mavi olsunlar istiyorum." Sabunkafa ağzını büzdü, dilini altın dişine değdirdi. Bunun şimdiye kadar duyduğu en akıl almaz ama bir yandan da en mantıklı talep olduğunu düşündü. Karşısında güzel olmayı dileyen çirkin, küçük bir kız vardı. İçini aniden yoğun bir sevgi ve anlayış hissi kapladı ama bu his hızla öfkeye dönüştü. Kıza yardım etmek için elinden hiçbir şey gelmeyeceğini bilmenin öfkesiydi bu. Sabunkafa'ya göre, şimdiye dek işittiği tüm o dileklerin (para, sevgi, intikam) arasında en dokunaklısı ve yerine getirilmeyi en çok hak edeni buydu. Siyahlığının çukurundan çıkıp dünyayı mavi gözlerle görmek isteyen siyah bir kız çocuğu... İçindeki öfke iyice arttı ve bir güç hissi verdi ona. Hayatında ilk defa samimiyetle mucize gerçekleştirebilmeyi diledi. Şimdiye dek hakiki ve kutsal bir gücü olmasını hiç istememişti aslında — tek istediği, başkalarını böyle bir gücü olduğuna inandırmak için gereken güçtü. Onu bundan alıkoyanın hüküm verme yetisi değil, sadece fanilik olması ona çok üzücü, çok anlamsız geldi. Yoksa alıkonmuyor muydu acaba?
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.