Gönderi

Bulutları Düşürmüşlerse...
Bulutları düşürmüşlerse ırmaklar içine, Yağmurlar; yurtsuz kalır hiç mi hiçine… Çise gözlüm, Her baktığında gökyüzüne; Yağmurlar yağsın, üzerine. Islanan yüreğin, h-asarından… Nasıl da getirmiş tortuları, rüzgârlar Toz katmanlarını ince ince… Ah! Gölge gölge Gölgelenmiş, Tortu tortu Tortulanmış, Gecelerin karanlıkları… Karanlıklar mı korkuları, Korkular mı karanlıkları Gözler… Yoklar da yok ise; Hakikati kim gizler? Yağmur tavlım; Gizemli hakikâtin Yüzünün pembeliğinde mi asılı? Hasılı tatlı dilinin pelesengi, Kalbinin kör mahreminde mi? Kör kuyulara dalar Dalar da kapkara gözlerin Kervanı arar durur Yorulur sonra… Bekler kervanı. Kervan gider: -Esaretinden kurtulur, kapkara gözlerin- Uçuşan mavilerin ve katran mavisinin Dağılan isleri Soluduğumuz havaya yayıldığında Ayıkanın ilk ayıbına, Dertliler Kervanı’nın Son kaybına ilişir… Son ulak, Depreşir durur böylece. Soluğunun; Vurdumduymaz sağrına… Tabip, üflemeyesin bir daha Katran mavisine. Soluğun keskin, buz gibi Üşümesin bebekler… Bebekler ölmesin! Kara kara ummanlar içinden, Silinmiş tüm hafızaların; Yüz görümlüğüdür gerçekler. Çünkü, durup durup gerçeklerin gün yüzüne çıkmak gibi Huyları var!.. Bulutları düşürmüşlerse ırmaklar içine, Yağmurlar; yurtsuz kalır hiç mi hiçine… Yağmurların bilinmedik şarkısıdır gerçekler; Yurtsuz ellerde…. Sırılsıklam, Islanmış yüreklerde!..
Nuh Karaaslan
Nuh Karaaslan
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.