Saat onaltı ondokuz günlerden 15 Haziran
Gün, yeryüzünde hiç bir acı yokmuşçasına güzel.
Gökyüzü bu yılın en güzel mavisi
Bulutlar maviliklerde süzülerek dünyayı tavaf etmekte
Güneş, karanlığı aydınlatarak görevini yerine getirmekte...
Gün böylesine güzelken yüreklerimiz bugün kalın örtülerle örtüldü.
Sevilen ayrıldı dünyadan bugün
Hem de ne sevilen...
On dokuz yaşında bir selvi, yüreği güneş, yüzü ay, gülümsemesi tabiat, bakışı deniz ışıltısı
Kara toprakla örtülecek bugün
Ana, baba, kardeş, dost vedayı bugün iliklerine kadar yaşayacak
Dünyaya henüz gelmeyen kardeşi acısını anne karnında çekmeye başlayacak
Adı: Yasin
Pirüpak Yasin
Umman Yasin
İlk başta bedenini sonra adını terkedecek
Cenaze diye seslenecekler ona
Cenaze diye anacaklar onu
Hiçbir insan sevmez bu kelimeyi
Lakin üstüne basa basa tekrar etmeyi ihmal etmezler!
Akıl ve ruh karmaşası ile donuk bakışlar sarar etrafı
Dudaklar işlevini yitirmiş gibi gece sessizliğine gömülü
Bedenler, cansız ruhlar ile ayakta
Yürekler daha sessiz daha yavaş atmakta
Toprak her zamanki korkutan sessizliği ile ondan alınanı beklemekte
Ana, baba ilk göz ağrısını toprağa vermenin acısı ile kavrulmakta
Allah ise sevdiğini sevinç ile beklemekte
Selalar verilir
Dört bir yandan beşeriyet toplanır
Ağıtlar yakılır
Yürekler dağlanır
Vakit o vakit gelir
Seven sevgilisine kara gözüken ak yolda teslim olur
Cennet, Yasin'in yeni makamıdır
Dostu ise Allah ve onun resülüdür.
Geride kalanların tek dostu ise yüreklerine nakşedilen sabır taşıdır.
Ey uğultulardan uzak ebediyet Allah tarafından sevileni, Cebrail tarafından sevileni, gök ahalisi tarafından sevileni ve bu dünyada sevileni sende sev...
Amin.