Gönderi

MEMLEKETİN ALTINI OYMAK İSTEYEN SATILMIŞLAR...
- "Kitabınızda okuduğuma göre, Abdülhamid’in en büyük hatasının Hareket Ordusu’na karşı koymaması olduğunu söylüyorsunuz. Peki Abdülhamid neden karşı koymadı? En büyük etken Abdülhamid’in mizacı mıydı?" - "Hareket Ordusu Yeşilköy’e kadar gelip konaklamış, İstanbul’a giremiyor, korkuyor. Çünkü Selimiye Kışlasında büyük bir askeri güç var. Taksim kışlası var, Topçu kışlası var, karakollarda zabitler var. İstanbul’daki askeri güç çok büyük. Üçüncü ordunun, on bin küsur bir gücü var. İstanbul’a girersek bizi mahveder diye korkuyor. Yeşilköy'de konaklıyor ve Abdülhamid’e heyet gönderiyorlar. Abdülhamid de ona paşayı gönderiyor, karşılıklı konuşuyorlar. Tabii İstanbul'da da bir karışıklık oluyor; Derviş Vahdettin işte yeşil bayrağı açıyor, Ayasofya meydanında “Yaşasın şeriat, kahrolsun istibdat” falan. Sonra devletin komutanlarını sözde askerler hapsetmiş, bir isyan ortaya çıkmış. Hareket Ordusu da bunu bahane yapmış. Abdülhamid'e zaten düşman olan ordu bu bahaneyle Yeşilköy’e gelmiş. Abdülhamid'in buradaki en büyük hatası; ordu komutanları, “Hünkarım bu ordu İstanbul’a girerse bizi keser, bizi kurşuna dizer” diyor. O da “Yok gelsinler. Onlar da bizim çocuklarımız Müslüman’ı Müslüman’a kırdıramam.” diyor. “Hünkarım bunların niyeti iyi değil bunları İstanbul’a sokma.” diyorlar. “Hayır” diyor “İstanbul’a girecek”. Zabitlere diyor ki “Askerin elinden silahları toplayın, depolara kilitleyin, çarpışmaya müsaade etmeyin.” Bütün içerideki askerlerin silahları alınmış, kilitlenmiş. İçerideki silahsız askerlerin bulunduğu yere silahlı bir orduyu alırsan, daha İstanbul'un girişindeki ilk karakoldaki askerleri kurşuna dizerler, ki dizmişler. İstanbul’un içerisine bir giriyorlar, kan gövdeyi götürüyor. Sorgusuz sualsiz, önüne gelen, yani karşı geldiğinden şüphelendiklerini vuruyorlar. Sonra Yıldız Sarayı’nı kuşatıyorlar Yıldız Sarayı’ndan Abdülhamid'i çıkarıyorlar. Devletin sarayını soyuyorlar. Darbecilerin devletin hazinesini soyma işi, başka bir zaman daha yapıldı. Saraydaki altın kaşıklar, plaketler, gümüş tabaklar, hazinede ne varsa depodaki yiyecek, içecekler hep talan edilmişti. Devleti soymuşlar. Hareket Ordusu İstanbul’da öyle bir yağma yaptı ki Beşiktaş’tan Yıldız Sarayı’nın oraya kadar gördüklerini idam ettiler." - "Hâlâ bu ittihatçılığı sürdürmeye çalışan bir zihniyet var günümüzde." - "Evet var. Bunların bir kısmı Batı yanlısı oluyor, kimi Türkçü oluyor. Hala bunlar memleketin altını oymakla meşguller..."
Sayfa 39 - M. Taha İnci'nin Tarihçi Yazar Şükrü Altın'la "Sürgündeki Son Halife, Abdülmecid Efendi" isimli eseriyle alâkalı yapılan, "Bugün ders kitaplarında gerçek tarih yok!" Başlıklı MülâkatKitabı okudu
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.