Gönderi

Bu Benim Oyunum 8. Bölüm
- Fon müziği için youtube.com/watch?v=paz85EE... ( Massive Attack -Sly ) - Zeki’nin telefonu çalar… Arayan Komiser Çetin’dir. ZEKİ – Alo? Kim? Bakın Komiser Çetin Bey. Bir daha ben size ulaşmak istemeden… Benimle iletişime girerseniz öldüreceğim kişinin günahı sizin boynunuza olur. Sabrımı zorlamayın… Burada tek bir kahraman var. Oda benim… Telefonu kapatır. ZEKİ – Güzelim sahnenin içine etti yavşaklar! Sonra ne olduğunu sonra anlatırım o zaman. Zevkim kaçtı abi… Işıkları açmaya gider. ZEKİ – Şeytan diyor sık birine rahatla… Ne kasıyorsun ki kendini? Sahnenin ışıklarını açar. ZEKİ – Bu arada tuvaleti gelenler başka bir şey düşünsün. Sıçtığınızı bizde biliyoruz! Düşünmeyin daha fazla… Ya da siz bilirsiniz, altınıza kaçırmak zorunda kalırsınız söyleyeyim… Aklıma ne geldi Nahre Bey… Bende yazmaya çalışıyorum demiştim ya size ve bu göt, can çekişmesi bittiyse ölü Sami… Beğenmediği senaryoların arasında şöyle bir senaryo vardı. Konusu yazarla, oyuncunun pazarlığıydı. Size uygulamalı anlatıyım... ( Silahı doğrultur. ) Sen güzel kardeşim sahneye gelir misin şöyle? Hani bir alkış güzel kardeşimize… Alkış başlar. Genç çocuk sahneye gelir. Zeki – Tokalaşmayı sevmiyorum, oturabilirsin şöyle… Sandalyeye oturur. ZEKİ - Adın ne güzel kardeşim? METİN – Metin abi… ZEKİ – Senaryonun konusu yazarla, karakterin pazarlığıydı ya… Diyelim bu Metin yaratmış olduğum karakter ve bende oyunun yazarı. Sohbet halindeyiz. Ona ( Silahını kafasına doğru doğrultur.) diyorum ki “Seni öldürmemem için bir neden söyle?” oda bana cevabı hemencik yapıştırıyor “Çünkü beni sen yarattın. Madem öldüreceksin, neden yarattın?”,”Ben seni…” diyor yazar “Bir neden için yarattım.”,”Neden yarattın peki?” diyor karakter… “Yaratıcılığımın devamı için…”, “Peki, öldürmezsen ne olur?”,”Tüm karakterlerim seni kıskanır.”,”Kıskanırsa ne olur?”,”Adalette denge bozulur.” O zaman neymiş güzel kardeşim Metin? Bana doğru bir neden sunman gerekiyormuş? De bakalım seni öldürmemem için bir neden? YAZAR – Kendini öldürmemen için bir nedenin var mı? ZEKİ – Elbette var… Çünkü ben olmasam, onlar olmaz… YAZAR – Onlar olmazsa sen nesin peki? ZEKİ – Sus beynimi sikiyorsun! Genç çocuğun üstünde şarjörü boşaltır. Şarjörü yeniler… ZEKİ – Bu çocuğun ölmesine sebep sensin! YAZAR – Hadi öldür o zaman beni? ZEKİ – Seni öldürmeyeceğim. Çünkü sen benim senaryomun başrolüsün… (Telefonu çalar açar.) Ben size, size ulaşmadığım sürece, beni aramayın demedim mi? Evet öldü var mı amına koyayım diyeceğin bir şey? Sus sikerim seni! Bizi rahat bırakın yoksa komple binayı uçururum! (Telefonu kapatır. Gülmeye başlar.) Eli kolu bağlandı yavşakların! Her neyse biz konumuza dönelim ama lütfen Nahre Bey… Kafa sikmeden devam edelim. Şurada iki ayrı dünyanın insanları gibi konuşuyoruz. Ben bu çocuğun ölmesini senaryo bazında aksiyon olarak nitelendiriyorum. Tamam belki suçu yoktu bu çocuğun… Belki de içinizde ondan önce ölmesi gerekenler vardır mutlaka ama buna da kader diyorum işte… İnanç meselesine hiç girmeyelim zaten… Onunla ilgili bir fıkra geldi bak aklıma. İki yarasa karşıya karşıya gelmişler. Yarasa diğer yarasaya demiş ki “Len, sen Drakulaya inanıyor musun?” diğer Yarasa “Hayır inanmıyorum.” demiş bu sefer bunun üstüne Yarasa da “Niye lan? Sen ateist misin?” demiş… Öyle işte… Bir de şöyle bir şey var değil mi? Şimdi bu fıkrayı söylediğim için ateist olduğumu sanıyorsunuz. Gerçi büyük bir tezat var… Müslüman adam kalkıp, neden adam öldürdü? Bilmem… Bende öteki dünyaya gittiğimde soracağım bunu… Babamın, annemin neden öldüğünü soracağım… Ölmesi gerekenlerin neden ölmemesi gerekenlerin yerine ölmediklerini soracağım… yazan - e.a 8. Bölüm
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.