Aslında siyasette tıpkı diğer bir çok kavram içi boşaltılmış, her kesin kendine tarif ettiği ve ne bulduysa içine kattığı bir kavrama dönüşmüştür. Günümüzde siyaset denildiğinde hep beli periyotlarla seçilmiş yada atanmış seçkinler grubu akla gelir. Sanki toplumla bağı salt yönetme ve her istediğin yapabilme erki olarak anlaşılıyor. Bu erki pervasızca uygulamak için zaten askeriye, hukuk, kanun, polis vb bir çok araç var elinde. Ama gerçekten siyaset öyle midir? Bana göre siyaset insanın gündelik ilgilendiren her türlü şeyi ifade ediyor. Eğer her şeye bu kadar müdahale ediyorsa o zaman insanında her zaman doğrudan buna müdahil olması gerekiyor. Yani en basitinde alınan bir karar yaşamımızın her alanında hissediyoruz. Onun için mevcüt temsili demokrasi ve siyaset yerine daha katılımcı bir demokrasi ve siyaset tercih etmek yada talep etmek gerekir. Böylece toplumda daha fazla birey olma hakkımızı kullanmış oluruz ve nesne olarak muamele görmekten kurtulabiliriz. Maalesef bugün ya siyasetinde temsili siyaset denen bir mefhum geçerli. Bunun yanında özelikle 70’li yıllardan itibaren kapitalist sistemin kendi hakimiyetini güçlendirmesiyle birlikte 90’lı yıllarda imparatorluğunu ilan etti. Artık tek kutuplu dünya hakimiyet egemen olmaya başladı. Bununla birlikte iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler adeta dünyayı küresel bir köye dönüştürdü. Ve kısa bu yeni sisteme Neo-Liberalizm dediğimiz süreci ifade ediyor. Sınırlar beli ölçüde aşıldığı, ulus ötesi şirketlerin yaygınlaştığı ve ortak Pazar’ların geliştiği bir dönemi yaşıyoruz. Böylece kapitalist sistem bir kanser hüçresi gibi yayımladığı ve bulaşmadığı bir karış toprak parçası neredeyse kalmadı. Buna engel olan bütün birey, topluluk ve devletler tek tek yok edildi yada kendilerini değiştirdiler. Güncelde yaşadığımız bütün problemlerin sebebimde budur. Kısacası böyle, umarım bir katkısı olur