Peki, bir barış bahçesi olamaz mıydı aynı insan?”
Genç bir gürgen ağacının ağzından okudum masalı, masal tadında gerçeklerdi okuduklarım. Bir gürgen ağacının dilinden insanoğlunun acımasızlığını, vahşiliğini, umursamazlığını, yaşadıklarını, yaptıklarını, acıttıklarını yüreğim yana yana okudum. Genç gürgenimizin direnerek büyüme çabası, hayalleri ve son dört sayfada geldiği noktayı okurken taş oturdu yüreğime..
Oysa bir yaprağın, bir dalın, bir çiçeğin, ağaçların, toprağın, taşın, yaşayan, yaşamayan herşeyin dünyada bir varlığı var. Usta kalem Hasan Ali Toptaş’a bir kat daha hayranlığım arttı. Dili, anlatımı, kelimelerin rüzgarla dansı yine muhteşemdi. Ve bana göre herkes okumalı bu masalı... Ruhumu beslemenin, besledikçe büyümenin verdiği huzur ile...