Felsefesine hayran olduğum Bay Shakespeare'in yine trajik ve fakat yine harikulade bir oyununu okudum. Kral Lear bizden biri, öyle ki içteki sevgiye değil dildeki sevgiye inanıyor. Hangi çağda yaşarsak yaşayalım, insanoğlunun laneti bu; sevilme hastalığı. İki gram fazla sevilelim diye girmediğimiz şekil mi kalıyor? Kral Lear ülkesini pay etti "sevgilerinin boyutunu söyleyen" kızları arasında, peki sonuçta ne oldu dersiniz? Her zaman olduğu gibi başta kenara itilen "dıştan gösterilemeyen, içten sevgi"nin ayaklarına kapanıldı. Peki bu kapaklanma yetti mi her şeyi düzeltmeye? Hadi onu da okuyup öğrenin. Yıldızlı tavsiyemdir. =)