Kur'an namaz ibadetinin temel rükünlerini tek tek zikretmiştir. Âyetlerde yer alan kıyâm(371), kıraat(372), rükû(373), secde(374) ve ka'de(375) gibi rükünler gayet açıktır ve bunların ne anlama geldiği hususu zaten muhataplarca biliniyordu. Ayrıca namaza başlamadan önce abdest almak(376), kıbleye yönelmek(377), ibadet halindeyken örtünmesi gereken yerleri örtmek(378) ve tekbir getirip Allah'ı yüceltmek(379) gibi birçok hususun yine âyetlerde yer aldığını unutmamak gerekir.
Bütün bu rükünlerinin âyetle sabit olmasının yanı sıra, Resûlüllah heç geçmiş şeriati takip etmekle yükümlü olması hem de içinde yaşadığı toplumun yaptığı ibadetleri bilmesi nedeniyle, ayrıca Cebrail'in öğretmesine gereksinim duymayacak kadar namaz ibadetinin ne olduğunu bilmektedir. Âyetlerin mesajı son derece açık ve net. Üstelik Cebrail adı Mekke dönemindeki âyetlerde hiç geçmez. Dolayısıyla namazı ondan öğrendiği iddiasının hiçbir inandırıcılığıyoktur. Kaldı ki, şayet Resûllüllah Cebrail'den namaz kılmayı ve abdest almayı öğrenmişse, bunların sonradan âyetlerde tekrar zikredilmesinin anlamı yoktur. Diğer bir deyişle mezkûr âyetlerin malum ilamını hatırlatmaktan öte bir anlama gelmeyeceğini göz ardı etmemek gerekekir.
(371) Zümer 39/9; Müzemmil 73/2, 20; Bakara 2/238, 239
(372) Müzemmil 73/20; Ankebut 29/45
(373) Hac 22/26, 77; Bakara 2/43, 125; Al-i İmran 3/43; Fetih 48/29
(374) Zûmer 39/9; Hac 22/77; Fetih 48/29
(375) Al-i İmran 3/191
(376) Mâide 5/6
(377) Bakara 2/143, 144
(378) A'raf 7/26, 31
(379) İsrâ 17/111