"Eee, ne olacak şimdi ha?"
Kitap bu soruyla başladı ve ne olmadı ki!
Alex neler yapmadı sonrasında kendisinde neler yapılmadı?
Kitabı okumaya başladığınız ilk dakikadan itibaren kendinizi müthiş bir argo şöleninde buluveriyosunuz ey kardeşlerim ve biricik kankalarım!
Alex'ten rol çaldığıma bakmayın, içimdeki sokak jargonunu canlandırdı. Artık çevremdekilerle de bu şekilde anlaşıyorum, çakozladınız mı durumu?
Çevirmen "Dost Körpe" kankama da hakkını teslim edelim. İngiliz argosunu Türk argosuna böylesine çevirmek hakkaten büyük iş.
Neyse Alex'in hayatını dikizleyelim biraz.
Tam bir sokak serserisi olan Alex ve mafyası yaşadıkları çevreyi geceleri yaşanılmaz kılıyorlar adeta. Önlerine çıkanı gasp edip marizliyolar şey yani ağız burun dağıtıyorlar. Üstünde başında ne varsa soyup soğana çeviriyolar filan ey kardeşlerim. Gasp'ın yanında hırsızlık, adam yaralama, tecavüz bok püsür ne ararsan var.
Kitabın ikinci bölümü diyebileceğimiz kısımda ise Alex'in ıslah edilme süreci var. Alex çektirdiklerinin karşılığını fazlasıyla alıyor almasına da burada kitabın etik sorgulaması filan başlıyor ey kardeşlerim.
Velhasıl kitabın üslubunu az buçuk çakozladığınızı düşünüyorum ey kardeşlerim. Okumak isteyen bu durumu göz önüne alarak okusun. İncelemeye Alex'in çağrısı ile son verelim.
Küçük kankanız Alex'le birlikte her yere gittiniz, onunla birlikte acı çektiniz ve bizim Tanrı'nın yarattığı en adi piç kurularından bazılarını dikizlediniz, hep eski kankanız Alex sayesinde. Cidden korkunç, adi, şerefsiz bir dünya bu ey kardeşlerim. Küçük kardeşiniz Alex'inizi arada sırada hatırlayın. Amin. Ve de bok püsür.