Necib Mahfuz'un okuduğum dördüncü kitabı.(Öncekiler: Midak Sokağı,Zamanın Hükmü,Başkanın öldürüldüğü gün). Saray Gezisi, aynı zamanda yazarın 1988 yılı Nobel Edebiyat ödülünü almasında büyük etken olan Kahire Üçlemesi adlı seri eserinin ilk kitabı.
Yazarın daha önceki okuduğum üç kitabına göre neredeyse kıyaslanamayacak düzeyde bir üstünlük mevcut. Kitaptaki olaylar, onlara göre , daha kapsamlı, daha ayrıntılı,daha geniş ve daha derinlikli olarak anlatılmış.
Kitabın konusu, 1910' lu yılların Kahire'sinde geçiyor. Ailesine karşı çok katı fakat aile dışı dünyaya ve arkadaşlarına karşı çok sevecen,şakacı ve güler yüzlü bir kişilik yapısı sergileyen, aynı zamanda eğlenceye ve kadınlara düşkün bir aile reisi olan tüccar Ahmet Abdülcevat ve ailesinin yaşadıkları olaylar anlatılıyor. Kitabın ilk üçte ikilik kısmı tamamen Abdülcevat ve ailesinin tanıtılmasına ve o dönem Kahire'sindeki yaşam şeklinin anlatımına ayrılmış.Son üçte birlik kısım ise Mısır'daki özgürlük hareketlerinin başladığı 1919 olaylarına ayrılmış. Tabii ki bu olaylar anlatırlırken tamamen Abdülcevat ve ailesinin üzerinden kurgulanarak bize aktarılmış.
Necib Mahfuz'un diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da müthiş bir akıcılık var. Serinin ilk kitabı olmasına rağmen, kesinlikle sıkılmadan okunuyor. O dönem ve siyasal olaylar çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.
Ben kitabı büyük beğeniyle okudum. Üçlemenin diğer kitaplarını da okuyacağım.