Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üç: Küreselleşme Saldırısı 1991’de ABD’nin “rakibi” Sovyetler Birliği dağıldı. İki kutuplu dünya tarihe karıştı, Soğuk Savaş bitti. “Komünizm tehdidi” ortadan kalktı. Aynı yıl ABD, Irak’ı işgal etti. ABD tek kutuplu dünya için kolları sıvamıştı. Şimdi “komünizm tehlikesi” kalmamıştı ama “ulus devletler” dünya ölçeğinde “demokrasiyi tehdit” ediyordu. ABD artık, “küreselleşme” ve “demokrasi” adı altında ulus devletleri parçalayacaktı. Böylece, mali oligarşinin başındaki ABD emperyalizmi, dünya piyasasına mutlak egemenliğini kuracaktı. Ulus devletleri etnik ve mezhepsel sorunları üzerinden parçalayacaktı. İşte 1991’deki Birinci Irak İşgali bu koşullarda gerçekleşti. ABD bu işgalle Irak’ı üçe böldü. Irak’ın kuzeyinde, ülkemizin güneyinde artık ABD himayesinde kukla bir Kürdistan vardı. Türkiye siyaseti açısından bu tarih yeni bir başlangıçtı. ABD, Sovyetler Birliği’ne ya da “komünizm tehlikesine” karşı bölgedeki baş “müttefiki” olan Türkiye ile stratejik olarak karşı karşıya geldi. Değişen koşullar yeni bir mevzilenmeler doğuruyordu. Dolayısıyla, nesnel olarak işgal sonrası TSK ile Amerikan ordusu karşı karşıya geldi. Keza, ABD bu tarihten başlayarak başta PKK olmak üzere, ayrılıkçı bütün “Kürt” örgütlerini destekledi ve eğitti. Keza, bu dönemde ABD’nin yarı resmi yayın organlarında “Türk ordusu hizadan çıktı” minvalinde tahliller yayınlandı. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis 1993’de, bölgemizdeki ABD planlarına direndiği için katledildi.
Sayfa 200Kitabı okudu
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.