Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

402 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Aşk karşılıklı işkencedir” -Marcel Proust- Çocukken okuduğum bir mesnevi hikayesinde sapasağlam bir adam ansızın yataklara düşüyordu,doktor muayene esnasında hastalığı hiçbir şekilde tespit edemeyip son çare olarak adamın kulağına kadın isimlerini tek tek saymaya başladı ve elini hastanın kalbinin üzerine koydu.Sırayla isimleri söylerken birinde adamın kalp atışlarının hızlandığını fark etti ve şöyle dedi;”Senin hastalığın aşk hastalığıdır!” Hikayenin gerisini hatırlamıyorum,zaten ehemmiyeti de yok. Tanrı Adem’le aynı topraktan “Lilith”i yaratır,Lilith,cinsi münasebette Ademin altında olmayı kabul etmez,üste çıkmak ister.Bu Ademin gururuna dokunur ve anlaşmazlıklar çıkar.Lilith “Adem”i terk ederek ilk kadın feminist olarak tarihe geçer.Sonrasında Tanrı Ademin durumuna üzülür ve Ademin kaburgasından “Havva”yı yaratır.Havva hep alttadır,hizmetlerini yapar ve Ademi mutlu eder.. Mitolojinin en güzel tarafı gerçekleri ters yüz ederek gün yüzüne çıkarmasıdır.Çoğu zaman bir efsane bize olduğu hali ile çok saçma ya da mantıklı gelebilir.Gerçeklik çoğu zaman kişinin bilincinde şekillenir,oysa gerçek diye bir şey yoktur,olmadığı için gerçektir zaten.Çoğumuz Havva gibi kadınların hayalini kurar,Lilith’lere aşık oluruz.Altımızdakini hor görür,üstümüzdekine hayranlık duyarız.Havva’ların en ufak şımarıklığını çekilmez bulur,Lilith’lerin her yanlışına hayranlık duyar ve kendimizi kandırırız.Çünkü biz insanız,saatimiz bozuktur ama doğru işler,saniyeler yine 60,dakikalar yine 60 olacak şekilde işler,yanlış olan tek şey saatin gösterdiği genel göstergedir.Kısacası zihin saat gibidir,tek bir yanlış tüm doğruları yanlış bir şeyi göstermek üzere hareket ettirir.Zihin bir kez kandırılmaya ayarlandıysa geri kalan yalanları uydurmak saatin işlemesi kadar kolaydır.Şizofreni için tek bir hayal yeter,uydurduğumuz kahraman bizim tüm gerçekliğimizi bozar ve yeni bir dünya kurarız.Ortada tek bir çözümsüz muamma varsa o da Havvaların Lilith zannedilmesidir.Gerisi zaten mevcut,kaburga ve bir tanrı eli.Beyninmiz garip bir şekilde mitolojideki gibi işler.Mitoloji de tek bir yalandan doğar,üzerine kolektif yalanlar eklenir ve bir dünya kurulur.Mitomani de böyledir.Her aşık azılı bir mitoman,azılı bir obsesiftir.Kısacası aşk karşılıklı işkencedir.Proust’un bahsettiği gibi değil ama aşk “Benim ve Benim” aramda karşılıklı bir işkencedir.Çünkü ortada “Lilith de yoktur Havva da yoktur.İkisi de bizim uydurmamızdır.Zeki diye göklere çıkardığımız kadın aslında ahmaktır,namus timsali zannettiğimiz erkek aslında et peşindeki bir kuduz köpektir.(istisnalar vardır yanlış anlaşılmasın) Aşk kısacası karşılıklı yanılsamadır.Karşı karşıya koyulmuş iki ayna misali sayısız yalan ve entrika üretir.Geriye sadece psikolojik bir enkaz kalır.En kötüsü şarkı dinleyemez,şiir okuyamazsınız :) Çağdaş psikiyatri’nin düştüğü en büyük yanılgı şüphesiz aşk hastalığını seretoninin salgılanmasındaki azalma ya da feromonların salınımındaki çoğalma ile açıklamaya kalkışmasıdır.Aşk bir obsesyondur,elbette belirli bir nöropsikolojik süreçten geçer.Fakat asla bir takıntı çeşidi ile açıklanacak kadar basit değildir.Takıntı sadece bu sürecin bir parçasıdır.Takıntıya düşen zihin “Mahpus”tur.Ruhuyla ve bedeniyle tam bir “Mahpus”.Jung asla Freud’dan büyük değildir,onu büyük yapan ruhsuz ruhbilimi reddetmesidir.Dostoyevski’nin ölümsüz eseri Karamazov Kardeşler’de Fetyukoviç’in dediği gibi psikoloji ikiuçludur.Bir ucu her zaman sizi yanıltır.Bir ucu ruh,diğer ucu fizyolojidir belki de.Belki de bir ucu Lilith diğer ucu Havva’dır.Bir yanımız şeytan bir yanımız itaatkar bir ana elidir. Mahpus tam da insan psikolojisinin en büyük sorununu işliyor.Aşk karşılıklı işkencedir.Heyhat! çoğu zaman kaçtığımız acının mahpusu oluruz.O acı bizi yerin yedi kat dibine soksa dahi onu yeniden yaşamak uğruna sürekli bir çaba sarfederiz.Tıpkı Sisifos gibi bir kayayı zirveye taşımakla mükellef bir askerizdir.Ne yaparsak yapalım o taş zirveye çıkmayacaktır ama yine de yaparız.”Çözüm” beynimzdedir yani sorunun olduğu yerde.Psikolojinin ikinci ucu burada devreye girer ve bir kısır döngü oluşturur.Bu aynı zamanda “Sorun” da çözümü olduğu yerde demektir.Bu çelişki Mahpus’u her zaman meçhulun kapılarını sonuna kadar usanmadan aşındırmaya iter. Kapılar kapanır,hasta obsesyon(takıntı) ile yetinmez kompulsiyon(zorantı)lar baş gösterir.Birey artık tam manasıyla hastadır.Zihni bir başka iradeye teslim olmuş,kendi gerçekliğinden kopmuştur.Yaşamının tek amacı “o”dur.O ise ondan köşe bucak kaçmıştır.Geride her zaman bir Albertine usulu ile deliller bırakmıştır.Usta bir katildir her Albertine ve usta bir Marcel’dir her aşık.Deliller ustaca bırakılır,bir nişane gibi alır ve saklar Marcel’ler onları.Her polis katile aşıktır,polisleri katillere var eder.Aksi halde film başlamadan biter.İki uç lazımdır,katil-polis,Albertine-Marcel….Takıntı yönünü değiştirir.Hastalık da adını..Aşk artık aradan çekilmiş takıntının kendisi bir takıntı olmuştur.Birey artık takıntılarla vardır.Sadece bir iz sürücüdür ve başka bir amacı yoktur.Facebook,instagram,whatsapp her yerden engellenir,fakat hatıralar vardır.Onların izini sürer ve asla vazgeçmez bundan tıpkı sisifos gibi,o taş zirveye çıkmak zorundadır… Zaman tıpkı yazım gibi iç içe geçmiştir romanda.Kaç yaşında ismini bilmediğimiz kahraman ilk defa ismini açıklar 3000 sayfalık dev romanın 5. Cildinde.Ben Marcel’im diye haykırır.Okuyan her insanı en az benim kadar paramparça eder.Kaldırmak zordur,bu duygulara yabancı değilseniz. Herşeyi birbirine kattık madem söylemeden geçmeyeyim.Havvalar,Lilith’ler,Albertine’ler,uydurduğumuz diğer sevdalar…Hepsi bizim uydurmamızdır.Proust’un dediği gibi “insan sevdiği ile ilgili tam bir cehalet içinde yaşar” Kendi yalanlarımıza inandıkça ve kendimizle yüzleşmedikçe asla bu hastalıktan kurtulamayız.Psikoloji iki uçlu değildir sadece iki uçlu bir kancadır aslında.Bu kancanın şehvetine kapıldığınız anda kurtulmanız çok zordur.Bu mahpusluk sevdiğinizin ölmesi ile de son bulmaz.Heyhat bu ne büyük yanılgıdır.Hatıralar varken psikiyatri neyin tedavisini yapmaktadır.Kendinizi asla küçük görmeyin,aşk her zaman aşık olduğunuz insandan büyüktür.Ben kendi içimde defalarca öldürdüm Lilith’lerimi ve Havva’larımı tekrar dirilmeleri için bir kıvılcım yetti de arttı.En sonunda kendimi öldürdüm ve bu yaradan kurtuldum.Artık sevemeyeceğim,özgür ama duygusuz,rahat ama sevgisizim.Bu sefer gerçekten iyileştim.Artık whatsapptan eski mesajları okumuyorum,Twitter’dan takip etmiyorum ve artık onun isminin geçtiği şarkıları dinleyebiliyorum.Ve artık tüm kadınlardan topyekun nefret etmiyorum,bazılarının ellerini,bazılarının gözlerini,bazılarının içtenliğini seviyorum.Bunların hepsini Proust’a borçluyum.Ve Mahpus benim tüm hayatımın bir özeti sanki.Kayıp Zamanın İzinden kendi Ayıp Zamanımın izine geçmenin sancısı artık beni eskisi kadar yaralamıyor.Dünya daha çekilebilr,insanlar daha sevilebilir.Kendi içimde kadınlar yetiştiriyorum,onu seviyorum ve biliyorum hepimiz aslında bir parça karşı cinsiz.Proust bunu da bize öğretiyor. Ben ne kadar anlatsam nafile.Hepsi biraz deli saçması.Adeyyo şarkısı dinlemek daha mantıklı.Yazdıklarımda en ufak bir mantık yok tıpkı aşk ve psikoloji gibi.Bir bütün haline gelmedikçe hiçbiri anlamlı değil,kim okur bu kadar kim sabreder bilmiyorum.Sabrettiyseniz bilin ki sitede bir çok şeye kızgın da olsam birçok şeyi çok özledim.Muhtemelen yine kapatacağım.Hem içimdekileri dökmüş hem sizi görmüş oldum.Her şey yolunda sevgili dostlar ben yine aynı benim  Bu da bir inceleme değil her zamanki gibi.Sadece içimdekilerin yansıması…Eğer yine kapatırsam aklınızda bulunsun dünyada 6 Milyardan fazla insan var asla “1”inin mahpusu olmayın….Sevgiyle..
Mahpus
MahpusMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20231,123 okunma
··
546 görüntüleme
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Kitabı dün akşam bitirdim ve haliyle incelemelere bi göz atmak istedim söyleyebileceğim fazla bi şey yok iki kelime döküldü dudaklarımdan. İşte budur. 👍 emeğinize sağlık.
Ahmet Y okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim hocam. Beğenmenize çok sevindim :)
Pierre Rivière okurunun profil resmi
Çok az yazı okudum yahut yazar okudum yahut da insan tanıdım (seni ne kadar tanıyorum) bir harf silsilesini ahenkle örebilen, üstelik yazmadıklarıyla bile bunu yapan ki hakkını vereyim senin bu yazın onların en güzel örneklerinden. Marcel Proust'un ne yapabildiğinin birebir kanıtıdır senin yazdıkların ve onun da varmak istediği bu yazma işiyle senin yaptığın okuma biçiminden bir başka anlamı taşımasa gerek...Seni Proust'a indirgemeyelim elbette, yaratan bir bakış bu, o sadece yazdı... Düşünce zenginliğinin izdüşüm yaptığı zeminleri sabırla izleyeceğim ve bekleyeceğim bilesin dostum...Proust onları sana öğretiyor, kim bilir neyi öğrettiğinden haberi bile yoktu çok yerde ben buna eminim.... Üstümüze alınalım bu arada evet namussuz ve namuslu arasındaki kuduzlukla kuduz olmamak arasında sayılabilse bile talep edilen et (senin deyiminle) oluşundan neyi kaybeder? Eline yüreğine sağlık...Epey yazın birikmiş ve bu iyi...
Ahmet Y okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Yusuf Abi değerli görüşlerin için.Yazdıklarımda çok fazla amatörlük olsa da senin gibi dikkatli okuyucular sayesinde günden güne daha da iyiye gidiyor bir şeyler.Belki bu nokta önemsiz gibi görünebilir fakat okuyucu her zaman yazıyı yazanın çıtasını belirler.Senin gibi her ayrıntıyı kılı kırk yararak düşünebilen bir okur varken benim de hakkını verecek yazılar yazmam lazım,verebiliyor muyum? Bana sorarsan hayır ama sen beğendiysen bir şey görmüşsündür,kötü olsa söyleyeceğini bildiğim için çok mutlu oldum böyle düşünmene..Proust gerçekten bir yazar yetiştirici,onun için herhalde yaratıcı okurlukla Proust'u hep bir arada kullanıyorlar.Çok fazla faydasını gördüm,artık tüm düşüncelerimi ince bir elekten geçiriyorum onun sayesinde.Ayrıca senin vasıtanla tanıştığım "Foucault"u da esgeçmeyelim.Gerçekten nick'ini boşuna ondan almamışsın Metin T. abinin dediği gibi.Çok teşekküt ederim tekrardan cesaret verici yorumundan dolayı,seni pişman etmemek için elimden geleni yapacağım abi.Ve inan ki bir gün tamamlanırsa ilk bilen sen olacaksın..
1 sonraki yanıtı göster
Hatice okurunun profil resmi
çok değerli bir incelemeydi ..çok teşekkürler.. sonuna kadar okudum.. ve merak ettim gerçekten tüm seriyi..
Ahmet Y okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim,değerli yapan sizin okumuş olmanız..Mutlaka okumalısınız,okuduktan sonra da fikirlerini paylaşmayı unutmayın :)
Pera Başak Salt okurunun profil resmi
Muhteşem bir incelemeyle siteye dönüş. :)
Ahmet Y okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim,döndüğümde seni bulmak çok sevindirici :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Güzel okurunun profil resmi
Kitabı ve elbette yazarı yeni yeni tanıma fırsatı buldum .Fransız Edebiyatına ilgi duymamı sagladı yazınız ise birçok yönden bana bir şeyler kattı ve size sormak istedim normalde serilere dikkat etmeden okur yani karısık bir bicimde ama bu kitabı 1.sinden baslasam ve 1,2, 3 diye takip etsem yada direk 5 ten baslayip karsikmi okusam ne önerirsiniz ?
Ahmet Y okurunun profil resmi
Hocam çok teşekkür ederim. Kusura bakmayın yorumu şimdi fark ettim başka bir bildirim yoluyla. Ben sırasıyla okunması taraftarıyım fakat ayrı ayrı da okunabilir. Olay örgüsü az ve dağınık, zamanda sıçrayışlarla ilerliyor. O yüzden karışık okunabilir, yine de sırayı takip edin derim, 1. Cilt de bayağı güzel çünkü :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.