"Zamansal alışkanlıklar zor ölür. "
Zaman, canımız sıkıldığında sürünerek geçen, keyifli olduğumuz anlarda geçiş hızına şaşırdığımız, akşam oturmalarında "saat o kadar oldu mu ya" dediğimiz, acılarımızı, kalp kırıklarımızı geçiren fakat günü geldiğinde bizi öldürecek olan biricik mefhum. Peki zamanı yeteri kadar iyi tanıyor muyuz? Ilk saatlerin kullanılmaya başladığı zamanlarda insanlar şak diye randevulaşmaya başlamış mıydı yoksa hâlâ doğa ananın saatini mi kullanıyorlardı?
Büyük metropol kentlerde vakit nakittir peki ya her kentte öyle mi?
Zaman kavramı bir o kadar keskin fakat o kadar göreceli bir şey ki bana hızlı geçen zaman seni sıkıntıdan patlatıyor. Ben sokakta, gideceğim yere yetişmek için koşuştururken sen benim yanımda aylak aylak yürüyebilirsin.
Peki bunların sebebi ne?
Eğer sende benim gibi düşünüyorsan bu kitabın seni hayal kırıklığına uğrayacağını düşünmüyorum. Mutlaka oku.
Bir de kitap alırken yayınevi benim için önemli bir konu. her yayınevinden kitap okumadığım gibi belli tarzlarda kitabı belli yayınevinden okuyorum. Kendim için böyle bilimsel kitapları okuduğum bir NTV yayınları var bir de Domingo onlar basmışsa kesin okuyorum. Zamanın Coğrafyasını okuduktan sonra Maya yayınları da o listeye girdi kendileri baya iyi kitaplar basmışlar. Bence bi bak.