Senin bakışlarında en güzel tebessümler gizliydi, sen kalplerde açan çiçektin…
Sen en masum renktin, papatyanın beyazıydın, gülün kokusuydun, sen yağmur damlası, sen ki toprak kokusuydun.
Ruhun deniz gibi sakindi, bana huzur veren en güzel kıyımdın sen...
Güneştin içime doğan, ruhumu aydınlatan…
Bulutlar seni görünce istese de ağlayamazdı, utanırlardı; sen bu kadar güzel tebessüm saçarken kıyamazlardı, olmazdı güzel yüzün ıslanırdı.
Sen bir şirin kuştun ablacım, çocukların minik kalplerinde uçan onlar için kanat çırpan...
Dokunuşunda ne vardı biliyor musun sen? Bir avuç sevgi, bir tutam masumiyet, vücuda giren en temiz havaydın sen.
Sen sıcacıktın bende, saklıydın en derinimde, vermezdim seni kimseciklere...
Sonra ne oldu biliyor musun? Ben gitsem de uzaklara sen hiç gitmedin benden, bakışların gözlerimde, sevgin kaldı yüreğimde.
Canımsın sen, en güzel şiirdeki en tatlı kelimesin sen… Öyle güzelsin ki öyle içten, öyle saf ve öyle masum... Nasıl çıkarırım seni içimden, benden?
Çocukların kalplerinden ellerine taştın, onların çizdiği en güzel resimdin sen. Seni ne kadar çok sevdiğimi fısıldadım dünyaya, bir kelimeye sığan en güzel melodiydin sen…